Travma Sonrası Büyüme

Travma sonrası büyüme, insanın hayatında yaşadığı travmatik olaylar karşısında çabalarken kişinin olumlu psikolojik değişim yaşamasıdır. Genel olarak travmatik deneyimler yaşamış bireylerde gözlemlenmektedir.
Tedeshi ve Calhoun’nun yaptığı çalışmalara göre, travma sonrası büyümenin üç yolu vardır. Bunlar; acının içinden geçerek güçlenme, anlamlı bir varoluşun yeniden yapılandırılması ve psikolojik olarak hazırlanmaktır. Bu yollar içerisinden geçerken kişinin kendilik algısında değişim, diğer insanlarla olan ilişkilerinde değişim ve yaşam felsefesinde değişim olacağını açıklamışlardır. Ayrıca, sonraki çalışmalarda bireyin aslında beş noktada değişim göstereceğini saptamıştır.

Déjà Vu Nedir?

deja vu’nun yaşadığınız ama hatırlamadığınız bir şeye benzeyen bir olaya yanıt olarak gerçekleşebileceğini gösteren kanıtlar buldu. Örtük hafıza süreci, biraz garip bir aşinalık hissine yol açar. Benzer hatırayı hatırlayabilseydiniz, ikisini birbirine bağlayabilirdiniz ve muhtemelen deja vu yaşamazdınız. Ancak Cleary’nin araştırması, görmek veya deneyimlemek üzere olduğunuz şeyi tahmin edebileceğinizden emin olsanız bile, genellikle yapamayacağınızı gösteriyor.

Hayal Kurma Bağımlılığı ve Kaçışcılık

Özellikle ergenlik dönemi ile başlayan bu durumda bireyin gerçek hayatta aile yaşantısında ve sosyal hayatta mutsuz olması özellikle etkilidir. Birey günlük rutinlerinden kaçmak ve hayal dünyalarına ger dönmek için istek içindedirler. Ayrıca bireyin gün içerisinde yaşadığı stres verici olaylarla hayal kurma tetiklenebilir. Bu hayaller içeriğinde kişinin kendi karakter özelliklerine benzer kişilerin yaşadıkları vardır. Birey bu hayalleri sadece kurmakla kalmaz canlandırır da hayal ederken sessiz konuşma, yüz ve jest mimikler yapma yaygındır. Hayal kuran kişinin belirli hareketleri tekrarlaması ya da belirli müzikleri arka arkaya dinlemesi görünen bir durumdur.

Kompleks Travma

Bireyde normal travma bozukluğu tepkilerinin yaşanması yanında bazı noktalarda farklılaşır. Kendilerine yönelik bakış açıları kötüdür. Suçluluk, utanç ve düşük benlik algısı yaşayabilirler. Kendilerini travmalarından uzakta tutmak için farklı şekillerde duygulardan uzak tutarlar. Bu yüzden duygulanımda sıkıntı yaşarlar ya da duygularını kontrol edemezler. Kişiler arası ilişkilerde sorun yaşarlar diğerlerine güvenmekte güçlük çekerler.

Bağımlı Kişilik Yapısı

bağımlılıklarını ve acizliklerini onları manipüle ederek kontrol etmek için kullansalar da kendilerini gerçekten yetersiz ve değersiz olarak görürler. Buna karşılık olarak ilişki içerisindeki diğerleri çok değerlidir. Onları aşırı idealize eder. Bu kişilerin ilişkilerdeki teslimiyetçi tavrı zaman zaman iyi sonuçlansa da günün sonunda kendilerine karşı öfke ve kırgınlık yaşarlar. Bu öfke ve kırgınlığı sadece kendilerine değil karşındakileri de hedef alabilir. İdealize ettikleri kişileri hatalarını ,eksikliklerini küçümseyebilirler, sömürdükleri insanlara karşı kötü tavır alırlar. Bu tavrı açık açık koymak ilişkiyi bitirme eğilimi taşıdığı için bunun yerine pasif agresif davranışlar sergileyebilir.

Narsisistik İstismarın Etkileri

Narsistik Kırılma

Baş etme kapasitesi gelişmemiş kişilerde yetişkinliklerinde de yaşadıkları en küçük bir kırılmada bile dağılabilirler. Herhangi bir insanın gayet normal karşılayabileceği bir olayda narsisistik kişilik yapılanmasına sahip kişilerde ciddi kırılmalara neden olabilir. Bu yüzden böyle durumlarda karşıya verdikleri tepkilerde diğer insanların tepkilerine göre çok daha saldırgan ve acımasızdır. Mesela eleştirilmek, yardım teklifi, reddedilmek, sınavda başarılı olamamak, yardım elinin reddedilmesi, bekletilmek, etkinliğe çağrılmamak, beğenilmemek, terk edilmek, fark edilmemek gibi birçok konu narsistik kırılma yaşatabilir. Bu tür durumlarda narsistin altta yatan değersizlik düşünceleri ortaya çıkar ve büyük bir hüzün yaşa

Narsisistik Kırılganlığın Onarımı

Herkesin savunma mekanizmalarını kullanma koşulu ve nedenleri farklıdır. Savunma mekanizmalarını ne zaman kullandığımızı tam olarak bilemesek de bir amaca hizmet ederler. Narsisistik kişilik bozukluğuna sahip kişilerde kendilerini korumak için bir takım savunma mekanizmaları kullanırlar. Narsisistlerin yanlış inançlara dayanan benlik saygısı da klinisyenler tarafından kırılganlık olarak adlandırılabilmektedir. Bu kırılganlığın telafisi için de farklı yollara başvurabilirler. Örneğin ekibin en zeki ve yeteneklisi olduğuna inanan birey iş yerinde zam ve terfiyi bir başkası alırsa bunu patronun kıskançlığı olarak yorumlayabilir.

Depresyonun Psikodinamiği

Depresif bireyler, erken çocukluk döneminde memeden çok erken veya ani olarak kesilmiş veya uyum sağlama kapasitesinin çok üstünde bazı hayal kırıklıkları yaşamış kişiler olarak görülmüşlerdir. Freud depresif eğilimlerin önemli bir öncülünün erken çocukluk döneminde yaşanan kayıp deneyimi olduğunu söyler. Çocuğun, ayrılma-bireyleşme döneminde yaşadığı kayıp, bazı depresif dinamiklerin yerleşmesini neredeyse kaçınılmaz kılar. Yas tutmanın engellendiği bir aile ortamında büyüyen çocuk için de aynısı söylenebilir. Örneğin ebeveynlerinin boşanmasının ardından, çocuğa bu durumda üzülecek bir şeyin olmadığının, anne-babasının ayrı evlerde yaşamasının çok daha iyi olacağını söylenmesi ve çocuktan da üzülmeyeceği konusunda güvence almak için ısrar edilmesi durumunda; çocuğun yas duygusu gözden kaybolup gizlenir ve sonunda, kendilikte bir şeylerin hatalı olduğu inancı biçimini alır.

Aile İçi Şiddetin Kadınlar Üzerindeki Etkisi

Aile içi şiddet ebeveynler ve çocuklar arasında, kardeşler arasında, eşler arasında veya çocuklardan yaşlı ebeveynlere yönelik olarak gerçekleşse de aile içi şiddetin büyük kısmı erkek partnerler tarafından eşlerine uygulanmaktadır. Fiziksel şiddet muhtemelen belgelenmesi en kolay olanı olsa da tehditler, tacizler, güven ihlalleri ve çeşitli psikolojik istismarlar biçimleri daha yaygın olmakla birlikte daha az rapor edilmektedir.