Bibliyoterapi / Kitapla Terapi

                                                                    Bibliyoterapi / Kitapla Terapi

Bibliyoterapi kavramı geniş anlamda, kitapla tedavi anlamına gelmektedir. Ayrıntılı açıklamalar yapacak olursak eğer Cohen 1994 yılında bibliyoterapi için bir terapistin rehberliği ya da müdahalesi ile literatür kaynaklarının terapatik amaçlı olarak kullanılması tanımını yaparken Russell ve Shraches 1950 yılında bibliyoterapiyi; bireyin kişiliğini değerlendirmede, uyumunu sağlamada ve olgunlaşmasında kullanılabilen, bireyin kişiliği ve literatür arasında geçen dinamik bir süreç olarak tanımlamaktadır. Philpot ise 1997 yılında bibliyoterapi için aslında yapılan doğru zamanda, doğru kişiyle, doğru kitabı buluşturarak, onun rahatlamasına yardımcı olmaktır der. Peki ya bibliyoterapi nasıl çıktı? Aslında baktığımızda, bibliyoterapi bibliyoterapi olmadan önce birçok yazar birçok eserinde ‘kitapla iyileşme’yle ilgili mesajlar vermiştir. Örneğin Orhan Pamuk Yeni Hayat kitabına ‘bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti’ sözüyle başlar. Bibliyoterapinin tarihsel olarak ateşini ilk yakanlar, 1930’lu yıllardaki kütüphaneciler olarak görülmektedir. Çünkü o dönemlerde kütüphaneciler insanlar üzerinde iyileştirici özelliği olan kitapları bulma ve listeleme yapmak için çabalamışlardır.

Bibliyoterapinin amaçları hakkında sunulan fikirlere baktığımızda, kitapların kişinin sorunuÄ°lgili resimnu tanıyıp, ona çözüm üretmek için araç olarak kullanılması temeli yatar. Yani kitaplar aracılığıyla kişinin kendini tanıyıp içgörü kazanmasını hedeflerken, onun gelişimine katkı sağlayarak, aynı zamanda kitaplar ile insanlar arasında farklı bir iletişim sürecini de başlatmış olmaktır.  Öyküler için; kişinin kendini tanımasına yardımcı olmanın yanında, kurgulanan sorun çözme yollarıyla, hiç bilinmeyen, daha önce kişinin hiç düşünmediği çözüm yollarını görmesini ve tanımasını sağlar şeklinde bir fikir vardır. Bibliyoterapi, dünyaya ve olaylara bir de başka bir insanın gözünden bakma şansı yaratırken kitaplar sayesinde çok farklı duyguların, çok farklı biçimlerde yaşanabileceğine tanıklık eden insan için yeni bir yolun var olması fırsatını yaratır. Böylece bibliyoterapi insanların kalıp yargılarından kurtulması için de fırsattır. Özetlersek bu tekniğin uygulanmasının mantığı, bireyin kendine yakın bulduğu öykü kahramanıyla özdeşim kurabilmesini sağlayarak, kendi duygularından arınabilmesi, yaşamda yeni çıkış yolları bulabilmesi, çevresindekilerle yeni iletişimler kurabilmesine yardımcı olabilmektir.

Bibliyoterapi ile sağaltım süreci için, danışan ile kitap arasında dinamik bir ilişki olması gerektiği söylenir. Bu ilişki sürecinde bibliyoterapinin 3 ana süreci vardır. İlk olarak ‘özdeşleşme ve yansıtma evresi’ ele alınır. Bu evrede kişi kitapta geçen olay örgülerini anlar, karakterleri tanır, okuduğu hikaye ile kendi hayatı arasında bağ kurarak hikayeyi özümser ve kendi sorunları ile yüzleşmenin alt yapısını oluşturur. Sonraki aşamada ise ‘arınma (katharsis) evresi’ karşımıza çıkar. Burada, ilk evrede alt yapısı oluşmuş olan kendi ile yüzleşme durumunda kişinin kendi duygu ve düşüncelerini açmasıyla katharsis yaşaması beklenir. Kişi burada zamanla içselleştirdiği duygularını hikayeler aracılığıyla dışa vurarak kendini arındırır. Ve son aşamamız ise ‘içgörü ve bütünleşme evresi’ dir. İlk iki aşamadan sonra kişi sorunlarını kabullenip, bu sorunların temeline inerek onlara alternatif çözümler üretmek için çabalar. Kişi yaşantısına ve kendiliğine daha bütüncül bakabilme becerisi edinir.

Bahsettiğimiz tüm bu evrelerin öncesinde çok önemli bir nokta vardır ki o da kişinin terapisti ile kurduğu ilişki ve terapistin iyi bir hazırlık dönemi ile kitap seçimi aşamalarını doğru tamamlamasıdır. Bu nedenle bibliyoterapistin hem klinik anlamda yeterli hem de geniş bir kütüphaneye sahip olması gerekmektedir. Bu yöntem ile sağaltım süreci yaşamak isteyen danışanlar her yaş ve gruptan olabilirlerken tek gerekli olan kişinin okumaya niyetli ve istekli olmasıdır. Terapi süreci grup halinde ya da bireysel olarak devam edebilmektedir.

Yazıya Eski Yunan’da bulunan bir kütüphanenin girişindeki cümleyle son verirsek eğer, orada şöyle bir şey yazmaktaydı:İnsanın ruhunu iyileştirdiği yer’

Elifnur Kuzuoğlu

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Comments