Duyguya Ulaşamamak: Aleksitimi

                 Duyguya Ulaşamamak: Aleksitimi

Duygularımız yaşadığımız süre boyunca bize eşlik ederler. Davranışlarımızı ve sosyal hayatımızı doğrudan etkileyen duygularımız, aynı zamanda davranışlarımız ve sosyal hayatımızdan etkilenir. Yaşamımızın en temel öğesi olan duyguları; tanımak, anlamak ve ifade edebilmek büyük önem taşır. Peki duygularımızı tanımak ve ifade etmek konusunda yetersizlik hissedersek? Duygularımızı ifade etmek için gerekli kelimeleri yan yana getiremiyorsak?

Aleksitimik bireyler işte tam da mutluluk, öfke ve heyecan gibi daha nice duyguyu birbirinden ayırt edemiyorlar. Kendi duygularına kör ve sağır oldukları gibi ilişki içinde oldukları kişilerin de duygularına karşı kör ve sağır oluyorlar. Tam da bu sebepten empati yetenekleri karşılarındaki insanın kendini anlaşılmamış hissetmesine neden olarak ilişkiyi zedeliyor.

Aleksitimik bireyler içinde bulundukları durumu ifade ederken; ‘’Ne hissettiğimi bilemiyorum.’’, ‘’Duygularımın nedenlerini anlamakta zorlanıyorum.’’, ‘’Bedensel tepkilerimi duygularımla ilişkilendirmek benim için zordur.’’, ‘’Diğerlerinin yaşadığı yoğun duygulara şaşırırım.’’, ‘’Hayal kurmakta zorlanırım ve zaman kaybı olarak görürüm.’’ gibi ifadeler kullanıyorlar. Bu bireylerin yüzlerine bakarak duygularına dair bir yorum yapmak karşısındaki insan için oldukça zor olabiliyor.

Yaşadıkları duyguları ifade etmedeki yetersizlik, duyguların kendini psikosomatik yakınmalarla ortayaçıkarmasına nede

akatizi nedir

Duyguya Ulaşamamak: Aleksitimi   Duyguya Ulaşamamak: Aleksitimi

n oluyor. Baş ağrısı, karın ağrısı, bel ağrısı ve kaygı bozuklukları gibi yakınmalar oluşabiliyor.

Bireyin hayal gücüne de etki eden bu durum, kişinin kuracağı hayali gerçeklik sınırlarına çekiyor, cansız ve sığ bir hale getiriyor. Birey hayal kurmayı bir zaman kaybı olarak görebiliyor.

İş hayatında ise aleksitimik düşünce ve davranış tarzları pozitif etki yaratabiliyor. Karşılarına gelen sorunları detaylandırmadan en kısa yoldan çözmeye odaklanıyorlar. Pragmatik ve uyum sağlamaya yönelik tutumları çevrelerine karşı olumlu bir algı oluşturuyor. Fakat bunların yanı sıra yaşadıkları empatik bakış açısı yoksunluğu nedeniyle liderlik veya grup çalışması gibi alanlarda başarısızlıklar yaşayabiliyorlar.

Aleksitiminin ortaya konan birçok nedeni var. Bunlardan bir tanesi de erken yaşta deneyimlenen ebeveyn-çocuk ilişkisi. Ebeveynlerinden yeterli ilgiyi gören çocuklar, duygularını daha iyi tanıyor ve daha iyi ifade edebiliyorlar. Bu aşamada ilgiden kastımız ebeveynin hissettiği duyguyu aktarabilmesi. Ebeveyn bunu gerek sözel olarak ve ses tonunu uygun şekilde ayarlayarak, gerekse mimikleriyle gerçekleştirebilir. Ebeveynin çocuğun duygusunu olduğu gibi kabul etmesi ve ona ifade alanı bırakması aralarında gerçekleşecek güvenli bağlanmayı da destekliyor.

Aleksitimi tedavisinde psikoterapi bireyin içinde bulduğu durumu kavrayabilmesi yönünde fayda sağlıyor. Aynı zamanda bireyler günlük tutmakla günlük hayatlarındaki duygu farkındalığını arttırabilir ve roman okuyarak oradaki karakterlerin olaylar karşısındaki duygularına tanıklık edebilir. Duyguyla ilişkili bu faaliyetlerinden fayda görebilirler.

Fatmanur Bıçakcı

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Comments

Related posts