Sosyal Fobinin Tedavisi

İnsan tek başına hayatını sürdüremeyen, sosyal bir varlıktır. Sosyal fobi ise insanı çoğu kez yalnız kalmaya sürükleyen bir hastalıktır. Sosyal fobi hayatın zevklerinden mahrum bıraktığı gibi temel ihtiyaçların karşılanmasını da zorlaştırır. Neyse ki yapılan araştırmalar sonucunda tedavisi mümkün olan ve genellikle tedavide başarı sağlanan bir psikolojik bir sorun olduğu belirtilmiştir. Şimdi bu tedavi yöntemlerini ele alacağız.

Farmokoterapi

İrreversibl Monoamin Oksidaz İnhibitörleri: Fenelzin bu gruba ait ve sosyal fobi tedavisinde en çok araştırma yapılan ilaçtır. Bu ilaç tedavisini görenlerin 3’te 2’sinde iyileşme görülmüştür. Fakat uzun süreli bir tedavi sonrasında bile semptomların nüksettiği saptanmıştır.

Reversibl Monoamin Oksidaz İnhibitörleri (RIMA): Fenelzin ile RIMA grubundan moklobemid ilaç tedavileri arasında yapılan karşılaştırmalı bir araştırmada on altı hafta sonrasında hastalarda tama yakın iyileşme oranı sırayla %90 ve %80 olmuştur. Moklobemid’in yan etkileri fenelzine göre daha az olduğu saptanmıştır.

Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI): SSRI grubunda yer alan fluvoksamin ilacı ve plasebo kontrolü yapılan bir tedavi sonucu fluvoksaminin plaseboya kıyasla üstünlük sağladığı görülmüştür. Fluvoksamin dışında sertralin, paroksetin ve fluoksetin de hastalığın semptomları üzerinde olumlu etkisi olan diğer SSRI’lardandır.

sosyal fobinin tedavisi

Benzodiazepinler: Bu gruba ait Alprozalam ilacı ile fenelzin ilaç tedavisi, bilişsel davranışçı terapi ve plasebo kontrolü yapılan bir çalışmada etkinliği %32 olarak bulunmuştur. Fakat tek başına etkinliğine bakıldığında ise en az %60 oranında etkili olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur.

Beta Blokerler: Bu ilaç grubu kullanıldığı taktirde, alındıktan en az bir saat sonra sosyal fobinin semptomlarından olan titremeyi ve taşikardiyi ilacın azalttığı görülmüştür. Bu azalma yaklaşık dört saat sürebilmektedir.

Kişiye göre hangi ilacın daha fazla fayda sağlayacağı ise tıp hekimlerince belirlenir ve hastaya uygun tedavi planı oluşturulur.

Psikoterapiler

Bilişsel Davranışçı Terapi: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemine göre sosyal fobinin altında yatan sebep kişinin toplum önünde sergileyeceği davranışı ve bu davranışı tanıklık eden kişilerin düşünceleri hakkındaki yanlış inançlarından kaynaklanır. Bu davranış başka insanların da bulunduğu bir yerde yürümek, yiyecek yemek hatta durmak bile olabilir. Bu davranışlar sırasında kişi “Yürüyemeyeceğim, düşeceğim.” ya da “Yemeği ağzıma koyamayacağım, dökeceğim.” gibi düşünceler oluşur. Davranış sonrasında ise insanların kendisi ile alay edeceği, kendisinin bir zavallı olduğunu düşüneceği konusunda kaygıya kapılır. Kaygılar sebebiyle kişi zamanla toplum içinde herhangi bir davranışta bulunmaya çekinir. Hatta toplum önüne çıkmak istemez. Bu nedenle BDT’de kişideki yanlış ve olumsuz inançlar yerine olumlu inançlar konularak kişideki kaygı azaltılmaya çalışılır. Bu bilişsel tedavi, davranışçı tekniklerle desteklenerek tam bir düzelme hedeflenir. Davranışçı teknik olarak alıştırma tekniği kullanılır. Ayrıca eğer kişide sosyal beceri yok ise tedavisi sağlanamayacağı için kişiye bu beceri kazanılmaya çalışılır. Bunun için bazı görevler verilir. Örneğin ilk başlarda her gün en az bir kere dışarı çıkma görevi verilirken bu ileride haftada herhangi bir derneğe gitme şeklinde dönüştürülebilir. Bu görev sırasında düşüncelerini ve duygularını kaydetmesi istenerek ev ödevleri de verilir. Böylece danışanın yanlış inançlarını fark etmesi sağlanır. Turner ve arkadaşlarının bulduğu canlandırma tekniği ile sosyal etkinlik tedavisi de uygulanabilir.

Psikodinamik Terapi: Psikodinamik yaklaşım sosyal fobinin nedenleri için erken çocukluk dönemindeki yaşantılara odaklanır. Bu dönemde kişi bakım verenleri tarafından onay almak ister. Fakat aksine eleştiri ve aşağılanmalara maruz kalmış olabilir. İleriki yaşlarından da kişi bundan dolayı eleştiriye maruz kalabilme korkusuyla onay bekleyeceği durumlardan kaçınır. Bunun için yer değiştirme, yansıtma ve kaçınma savunma mekanizmalarını kullanır. Onaylanma ihtiyacının devam etmesinden dolayı saldırgan bir tutumla ilgi ister ve ilginin bölünmemesi için ilgi nesnesinin etrafındaki diğer kişileri istemez. Fakat ilgiye ortak olan rakipleriyle de yarışa girmez. Rakiplerine karşı olan bu acımasız tutumundan dolayı suçluluk hissederken onların yerini alabilecek kadar kendini yeterli göremediği için utanç duyar.

İnsanlar bebeklik çağındayken bakım verenden ayrılma, özgür olma arzusu içerisinde olurlar. Bundan dolayı suçluluk duyarlar. Bu suçluluktan kurtulmak için yansıtmalı özdeşim savunma mekanizmasını kullanırlar. Yani kişi ayrılma isteğini bakım vereni istiyormuş gibi düşünür ve ona göre davranmaya başlar. “Annem benden ayrılmak istiyor.” düşüncesi ile annesini bıktıracak hareketlerde bulunur. Anne sonucunda dayanamaz ve ondan ayrılırsa kişi suçluluktan kurtulmuş olur. Bu durum ileriki ilişkilerinde de yapılmaya devam edilir. Bakım veren böyle hatalı ve reddedici tutum sergilerse kişi ileriki ilişkilerinde de hep terk edilme korkusuna kapılır ve bundan dolayı ilişkilerden kaçar.

Psikodinamik terapi ile kişinin erken çocukluk yaşantılarına bakılarak savunma mekanizmaları tespit edilir. Sorunu kabullenme sağlanır ve başa çıkma mekanizmaları düzenlenir. Sosyal fobik kişi terapi esnasında bakım verenle olan ilişkisini diğer kişilere de yaptığı gibi terapiste yansıtır. Bu aktarım sonucu terapist danışanın onaylanma ihtiyacını karşılayarak korkularının önüne geçebileceğini danışana gösterir.

Psikolog Yaren Meral MORAL

Kaynakça

Dilbaz, N. (1997). Sosyal Fobi. Psikiyatri Dünyası, 1, 18-24.

Kring, A.N. Johnson, S.L. Davison, G.C. Neale, J.M. (2013). Anormal Psikoloji. (M. Şahin, Çev.ed.). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.

Öztürk, A. (2014). Sosyal Kaygıyı Açılayan Yaklaşımlar. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 3(48), 15-26.

Türkçapar, M. H. (1999). Sosyal Fobinin Psikolojik Kuramı. Klinik Psikiyatri2(4), 247-253.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Comments

Related posts