Karar Vermekte Zorlanıyor Musunuz?

Aşağılık Kompleksi ve Layık Olma Düşüncesi

Bir defa aşağılık hislerle karşılaşan bir insan bunun baskısı altında ezilmeye başladığında bilinci bazen bu durumu adlandıramaz. Bunu bir nedene oturtmak için ise kaderci bir tutum izlemeye başlayabilir. Bunu bir örnekle açıkladığımızda aldatılan bir insanın diğer ilişkilerinde de sonrasında aldatılması örneğiyle karşılaşıyoruz. Burada kişinin aldatma potansiyeli olan diğer kişilere bilinçsizce bir yaklaşım içerisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?

Freudyen Açıdan Anksiyete

Freud’un 1926 yılında ele aldığı anksiyete kuramına göre anksiyete iki bölüme ayrılmaktadır. İlk bölüm olan otomatik anksiyetenin en temek belirleyicisi travmatik bir durumun ortaya çıkmasıdır. Ruhsal yapı hakim olunamayacak ve ortadan kaldırılamayarak boşaltılamayacak bir uyaran dalgası ile karşılaştığında böyle bir anksiyete meydana gelmektedir. Bu uyaranlar altbenliğe dayanmaktadır ve bu nedenle olgunlaşmamış erken çocukluk dönemine özgü anksiyete örnekleridir. Aynı zamanda erişkinlerde anksiyete nevrozu durumunda görülmektedir.

Ölüm Nedir ve Neden Korkarız? - 1

Sandalyede Farklı Roller

Boş sandalye tekniği danışanın çatışmalarını, duygusal durumlarını ve içselleştirdiği şeyleri ortaya çıkarmasını sağlayan bir tekniktir. Bu teknikte danışanın çeşitli rolleri farklı sandalyelere yerleştirerek yaşadıklarını dışarıya vurması hedeflenmektedir. Bütün aşamalar danışan tarafından uygulanmaktadır. Kabaca danışan, kendisini yansıtan sandalyeye otururken, diğer sandalyeye geçer, oradaki kişiyi temsil ederek ve farklı bir bakış açısını ve onun duygularını anlamaya çalışır

Geçiş Nesnesi

Geçiş nesnesi, çocuğun duygusal destek için derin bir bağ kurduğu herhangi bir nesne olabilir. Genelde cansız, taşınabilir ve anne ile ilişkilendirilen bir eşyadır.

Cansız olmasındaki önemli nokta ise çocuğun yer yer geçiş nesnesi üzerinde her türlü hak iddaa edebilmesi, bazen çekiştirdiği, ısırdığı bazen de sevgiyle kucaklayabilmesidir.

İlksel Nesne İlişkileri ve Çocuk Gelişimi

Doğum öncesi döneme yönelik özlemler, çocuğun anne karnında yaşadığı güvenli ve kaygısız döneme karşı duyulan özlemini ifade eder. Anne karnı, çocuk için güvenli bir alan olarak algılanır, burada herhangi bir kaygı hissedilmez ve çocuğa sürekli beslenme sağlanır. Doğum itibariyle yaşanan kopuş ile birlikte yaşam veya besin kaynağı olarak annenin memesi görülür. Bu bağlamda, çocuk için meme, sadece beslenmeye yönelik bir anlam taşımaz, aynı zamanda doğum öncesindeki güven duygusunu yeniden kazanma arzusunu ifade eder.

Duyguya Ulaşamamak: Aleksitimi

Duygusal Zeka

Duygusal farkındalık kişinin duygusal deneyimlerini bilinçli bir şekilde algılama becerisini ifade etmektedir. Duyguları anlama bileşeni kişinin duygularının nerelerde, hangi şekillerde ortaya çıktığını, duygularının nasıl değiştiğini ve duygularını etkileyen düşüncelerini fark edebilmesini kapsamaktadır. Duyguları yönetme bileşeni kişinin duygusal tepkilerini analiz edebilme, olumsuz veya olumlu duygularını regüle edebilmesini ve uygun bağlamlarda uygun tepkileri ortaya çıkarabilmesini ifade etmektedir.

Aşka Bağımlılık

Aşk, şiirsel algılamalara yatkınlığı olan insanların yaşamak istediği renkli duygularla bezeli bir duygu olarak alınmaktadır. Aşkın masumiyeti çoğu zaman sanatta ve günlük yaşamda işlenmiştir. Bu güzel tanımlanan duygu kimi zaman bir ihtiyaç kimi zaman ise haz nesnesi olarak betimlenmektedir. Fakat aşkın kimyasal yapısında patolojik bir doğa olduğunu belki de çoğumuz bilmemekte ya da kabul etmemekteyiz.

Tourette Sendromu

Tik adı verilen tekrarlayan, istek dışı hareketleri ve otomatik çıkan sesleri içeren nörolojik rahatsızlığa ‘’Tourette Sendromu’’ denir. Tourette Sendromu, daha çok genetik sebeplerden kaynaklanır ve bir sinir sistemi bozukluğudur. Tourette sendromlu kişilerin tikleri kontrol edemediği şekilde ani ve hızlı gelişir. Bunlar, sıklıkla gerçekleşen kalıplaşmış hareketler veya tekrarlayan ‘’garip’’ seslerdir. Bu tiklere örnek olarak; göz kırpma, boğaz temizleme, omuz silkme, burun çekme gibi davranışlar verilebilir. Ancak daha basit olan tikler olduğu gibi, daha koordineli hareketler veya sesler içeren karmaşık tikler de Tourette Sendromunda kendini gösterebilir.

Erik Erikson: Psikososyal Gelişim Teorisi

Kişinin gelişimini sekiz evrede ele alan Erikson, kuramında doğumdan ölüme kadar bütün bir hayatı ele aldı. Bu kuramı oluştururken Freud’un psikoseksüel gelişim kuramından oldukça etkilendi ve bir anlamda Freud’un kuramına da yenilikler eklemiş oldu. Bu yeniliklerden en önemlisi de kişinin gelişiminde çevrenin etkisiydi. Bu konunun üzerinde fazlaca duran Erikson bu yüzden kuramın ismine de “Psikososyal Gelişim Kuramı” adını verdi. Kuram, çocukluk evrelerinde Freud’un kuramıyla oldukça benzer gibi gözükse de yaşamın ilerleyen kısımlarında sosyal deneyimin de önemine dikkat çekmiştir. Freud’dan bir farklı tarafı da sekiz evrenin de isimlerini cinsel ögelerden ziyade o evrede yaşanan çatışmalardan ele alınmasıdır.