ücretsiz terapi/ücretsiz psikolojik danışmanlık

Bilişsel Davranışçı Terapi Dalgaları

Insan psikolojisi ile ilgili öne sürülen teorilere genel olarak bakıldığında ortaya çıkan tabloda eğer insan psikolojisini gözlemlenebilir davranışlar çerçevesinde anlamlandırmaya yönelik bir çaba varsa duygu, düşünce ve istekler gibi gözlemlenmesi mümkün olmayan konuları irdelemeye olan çabanın da azaldığı görülür. Fakat bu duruma karşıt olarak bilişsel davranışçı terapide davranışlara ve içsel süreçlere yapılan vurgu dengelenmiştir. Bilişsel davranışçı terapi danışanların uyumsuz düşünce kalıplarını olumlu düşünce kalıplarına dönüştürmeyi hedefleyen, Aaron Beck tarafından geliştirilmiş olan bir terapi çeşitidir. Bilişsel davranışçı terapi de her terapi gibi o zamanın gerekliliklerine göre kendini değiştirmiş ve dönüştürmüştür. Bu kurama 3 ana akım olarak bakılabilir.

Güç Zehirlenmesi

güç zehirlenmesi yaşayan insanların duygularından uzaklaştığı, koptuğu gözlemlenebilir. Aynı zamanda güç zehirlenmesi, kişilerde yenilmezliğe dair yanlış bir algıya yol açar. Bu durum kişinin kendi zayıflıklarını ve kusurlarını göz ardı etmesi ve diğerlerinden daha üstün olduğunu hissetmesiyle ilişkilendirilir. Bu gibi durumlarda, güç zehirlenmesinin potansiyel tehlikelerinin farkına varmak, empati duygusunu geliştirmek, kişisel farkındalığı arttırmak ve içsel bir keşife çıkmak önemli olabilir.

psikohelp, psikolog

Kedi Besleyen Narsisist

Narsisist kişiler için kendilik nesnesi çok büyük önem taşıyabilir. Kendilik nesnesi sayesinde olumsuz düşüncelerini ve olumsuz özelliklerini başkalarından aldıkları onay ile birlikte göz ardı edebilirler. Bu bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Bu savunma mekanizması sayesinde büyüklenmeciliği kendi açısından zarar görmez. Kendilik nesnesi olarak gördükleri kişileri de bir nevi kullanmış olurlar. Bu kişiler o yüzden evcil hayvanlarına fazla bağlı olabilirler. Bu evcil hayvanı kedi olarak ele alırsak; narsisist kişiler kedilerini kendilik nesnesi olarak kullanabilir. Uzun bir günün ardından eve geldiğinde kedisinin kendini sevdirmek için yanına gelmesi, hatta eve gelirken kendisini bekleyen bir canlının bulunması bile narsisist kişi için ne kadar değerli olduğunu, sevildiğini gösteren bir durumdur.

KALP GRAFİSİ

Hayatın içinde duygularımızı bir kalp grafisine benzetebiliriz. Gün içerisinde birbirinden çeşitli birçok olay ve bunlara eşlik eden duyguları yaşıyoruz. Bir kalp grafiğini düşünecek olursak mutluluk, heyecan gibi duygularla o grafikteki çizgi yukarılara çıkarırken bazen yaşamaktan kaçıp bastırdığımız üzüntü, hayal kırıklığı, utanç gibi duygularla o çizgi aşağıya doğru hareket edebiliyor. Aslında bir kalp grafiğinde de olması beklenen bir yükselip bir alçalan çizgiler oluşuyor. Duygularımızı da bu şekilde düşünebiliriz, duygularla hayatın içerisinde bazen daha olumlu bir ruh hali içinde olurken bazen daha çökkün bir ruh hali içinde olabiliyoruz. Kalp grafiğinde o çizgi düz olduğunda aslında yaşamımız sona ermiş demektir. Kısaca duygularında değişimi bizim hayatta olduğumuzun bir göstergesidir.

hipnoz - hipnoterapi

Logoterapi Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Logoterapide kullanılan bazı teknikler vardır. Bunlardan ilki yansıtmadır. Bu teknik sayesinde danışan odağını sorunlarından başka görevlerine kaydırır. Diğer teknik ise paradoksal niyettir. Bu teknik kişinin en çok kaygı duyduğu şey konusunda onu abartmasını ve onunla yüzleşmesi gerektiğini söylemektir. Örneğin sınav kaygısı duyan bir öğrenciye biraz da mizahi bir yolla öğretmenine çok kötü bir sınav kâğıdı vermesini söylemek gibi. Bir diğer teknik ise Sokratik diyalog tekniğidir.

Çekingen Kişilik Bozukluğu

Çekingen Kişilik Bozukluğu, yetersizlik ve olumsuz değerlendirmeye karşı aşırı duyarlılık ile karakterize edilmiş bir zihinsel sağlık durumudur. Çekingen Kişilik Bozukluğu olan kişilerin daima mücadele ettiği toplum tarafından onaylanmama, reddedilme ve yargılanma endişeleri vardır. Eleştirilmekten büyük derecede endişe duyarlar. Aslında tam olarak içlerine kapanık olmalarının, utangaçlıklarının sebebi bu süregelen kaygı uyandırıcı düşünceleridir. Bu kişilere ‘’Hayır, düşüncelerin gerçekleşmeyecek.’’

Güzellik Karşısında Bayılmak

Ayrılma ve Reddedilme Şemaları

Ayrılma ve reddedilme alanı içinde karşılanmamış temel ihtiyaçlar güven, istikrar, beslenme, empati, duygu paylaşımı, kabul ve saygı görme gibi ihtiyaçlardır. Bu alan altındaki şemalara sahip kişilerin çocukluklarına dönüp bakıldığında kişinin bireyleşmesine engel olan, duygusal olarak uzak, yakın ilişkide bulunmayı reddeden, duygu patlamaları gösteren, şiddete meyilli ve tutarsız ebeveynlere sahip oldukları görülmüştür. Bu alan içerisinde beş farklı şema görülmektedir. Bunlar: Terk edilme/ istikrarsızlık, güvensizlik/ suistimal edilme, duygusal yoksunluk, kusurluluk/ utanç ve sosyal izolasyon

Bilinç Dışını Ortaya Koyan Freud

Psikanalizin Doğuşu

Anna O. 1859’da Avusturya’da Yahudi bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmişti. Rahatsızlıkları babasının tüberküloza yakalanıp yatağa bağlı kalmasıyla başladı. Anna, babasının bütün bakımlarını üstlenmişti. Ancak babasının hastalığı düzelmedi ve yaklaşık bir yıl sonra hayata veda etti. Anna babasının hastalığından önce sağlıklı bir yaşam süren biriydi. Ancak babasına olan bağlılığı onda bazı semptomların gelişmesine sebep oldu. Bu semptomlardan bazıları kısmi felç, uyku ve konuşma bozuklukları, halüsinasyon gibi rahatsızlıklardı. Anna, bu rahatsızlıklardan dolayı Breuer’e başvurmaya karar verdi

Depresif ve Manik Kişilik Ayrımı

birbirine karıştırılan manik ve depresif kişilikler aslında birbirinin tersi durumlardır. Manik kişiliklerde çok hareketli olma, mutlu ve neşeli olma, sosyal olma belirtileri görülürken depresif kişiliklerde enerji düşüklüğü, özgüven eksikliği, değersizlik düşünceleri hakimdir. Bunların bazı aralıklarla birlikte bulunduğu durumlara ise manik-depresif yani bipolar adı verilir. Bu kişiler bazı dönemlerde taşkınlık (mani), bazı dönemlerde ise çökkünlük (depresyon) yaşarlar.

Obsesif ve Kompülsif Psikolojilerde İlişkisel Örüntüler

İlişkide Sömürüldüğünüzü Hissediyor Musunuz?

Sömürücü ilişkiler, bağlamı fark etmeksizin yıpratıcıdır. Kişinin üzerinde baskı kurup ihtiyaçlarının yok sayılmasına sebep olur. Bu gibi ilişkilerde bireyler suistimal edilen kendisi olmasına rağmen kendini özür dilerken, alttan alırken ya da kırgınlıklarını bir tarafa bırakıp karşı tarafı teselli ederken bulur. Kişi zamanla kendi isteklerinden, ihtiyaçlarından uzaklaşır. Bu durum kişiye psikolojik olarak zarar verir. Dolayısıyla sağlıklı ilişkinin varlığından ya da sürdürülebilirliğinden söz edilemez. Sağlıklı ilişkilerin birbirlerinin ihtiyaçlarına ve sınırlarına saygı göstermek üzerine kurulduğunu hatırlamak önemlidir.