Mazoşistik Hastalarda Aktarım ve Karşı Aktarım

Mazoşistik Hastalarda Aktarım ve Karşı Aktarım   Mazoşistik bireyler hayatlarında oldukları gibi terapi odasında da terapiste ilgi ve ihtiyaç duyduklarını, çok derin acılar çektiklerini ve bu acıların terapist tarafından görülmesine ve onaylanmasını beklerler. Mazoşistik danışanlar çoğunlukla hayatlarındaki otoriter alt üst ilişkisini odaya yansıtarak terapisti ebeveyni ya da daha sadistik acımasız biri olarak algılarken kendilerini sevgiye…

Yaşam Ve Ölüm İçgüdüsü

Belirsizliğe Tahammülsüzlük

Belirsizliğe Tahammülsüzlük Hayat ile ilgili hepimizin ortak olarak bildiği bir gerçek var. Bu gerçek hepimizin hayatımızdan ne olabileceğinin tam olarak bilemeyeceğimizdir. Bu yüzden hepimiz gelecekte karışılabileceğimiz sorunları ve engelleri bilmemek ile ilgili belli bir düzeyde kaygılanırız. Belirsizliğe tahammülsüzlük ise psikolojik bir alerji gibi tanımlanabilir. Hepimiz belirsizlikten kaygılandırsa da belirsizliğe tahammülsüzlüğü olan kişiler aşırı  kaygıya yönelik…

Ergenlerde Yeme Bozuklukları

Ergenlerde Yeme Bozuklukları Beslenme alışkanlığımızın sağlığımız üzerindeki etkisinden ötürü dikkat edilmesi gereken bir konu olduğu herkesçe kabul edilse de bu düşünceler takıntı haline geldiğinde bizi sağlığımızdan edebileceği gerçeği yadsınamaz. Ülkemizde yapılan bir araştırma sonucunda kızların %43’ünün, erkeklerin ise %18,3’ünün zayıf olmadı arzuladıkları saptanmıştır. Yeme bozuklukları diğer psikiyatrik bozukluklara göre daha fazla kronikleşme ve olumsuz sonuçlara…

Anaklitik(çocuk) Depresyon

Anaklitik(Çocuk) Depresyonu

Anaklitik Depresyon Anaklitik depresyon Rene Spitz’in yetimhanedeki çocuklar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu elde ettiği bir bebeklik dönemi depresyonudur. Bu depresyon annenin bakımından mahrum kalmış ve anne ile yakın bir ilişkiye girmemiş bebeklerde ortaya çıkar. Bebeğin duygusal destekten yoksun kalması ve bakım nesnesinin yokluğunun 5 aydan uzun sürmesiyle birlikte anaklitik depresyon daha da kötü bir hal…

Öz-Şefkat

Öz-Şefkat Şefkat bireyin diğerlerini yargılamadan veya diğerlerinin acılarından kendisini uzaklaştırmadan empati temelinde anlaması ve duygulanabilmesidir. Şefkat kaynağı ve yönü üzerinden sınıflandırılır. Bireyin diğerlerine yönelik duyduğu ,diğerlerinin bireye yönelik duyduğu ve bireyin kendisine yönelik duyduğu şefkat olarak üçe ayrılır. Bireyin kendisine yönelik şefkati öz-şefkati yansıtır. Kökleri Budist felsefeden alınmış öz-şefkat bireyin kendisine karşı sağlıklı bir yaklaşımın…

Dissosiyatif Durum Tanısının Terapi Açısından Anlamları

Dissosiyatif Durum Tanısının Terapi Açısından Anlamları

Dissosiyatif Durum Tanısının Terapi Açısından Anlamları Dissosiyatif danışanlarla çalışmak zordur. Dissosiyatiflerle çalışmanın duygusal yoğunluğu fazladır. Bu yüzden terapist dissosiyatif bir danışanla çalıştığında bu konu hakkında tecrübeli olan bir süpervizörden destek almalıdır. Ayrıca terapistin kendi terapi sürecinden geçmiş olması da terapi sürecine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte seans içerisinde sık sık trans durumuna geçen danışan için hipnoz…

İd, Ego ve Süperego

İd, Ego ve Süperego Sigmund Freud’a göre, insan kişiliği karmaşıktır ve tek bir bileşenden daha fazlasına sahiptir. Ünlü psikanalitik teorisinde Freud, kişiliğin id, ego ve süperego olarak bilinen üç unsurdan oluştuğunu belirtir. Bu unsurlar karmaşık insan davranışları oluşturmak için birlikte çalışır. Freud’un psikanalitik teorisine göre id zihnin cinsel ve saldırgan dürtüleri içeren ilkel ve içgüdüsel…

Jung’un Kolektif Bilinçdışı

Carl Gustav Jung, Freud’dan sonra psikanalizin en çok bilinen ismidir. Teorisi birçok açıdan dikkate değer olsa da kullandığı en ilgi çekici kavram kolektif bilinçdışı olabilir. Jung psişenin, yani zihnin, seviyelerini bilinç ve bilinçdışı olarak ikiye bölmüştür. Peki kolektif bilinçdışı nedir ve ne işe yarar? Kolektif bilinçdışımız atalarımızdan getirdiğimiz duygu, düşünce ve önsezilerimizden oluşur. Bunlar belli…

Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistemler Teorisi

Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistemler Teorisi Bir Kızılderili atasözü der ki “Bir çocuğu yetiştirmek için bir köy gerekir.” Bronfenbrenner’ın gelişim teorisi de bu atasözüyle paraleldir. Çocuğun içinde yaşadığı “ekosistemin” her bir parçasının gelişimini etkilediğini söyler. Çocuğun ekosistemi eviyle başlayıp içinde yaşadığı ülkenin şartlarına doğru genişler. Bu kapsamda çocuğun ekosistemini dörde ayırır: mikrosistem, mezosistem, egzosistem ve makrosistem. Mikrosistem…