İçimdeki Boşluk

Kendimizle vakit geçirmemiz hangi dereceye kadar bu duyguyu azaltır? İçimizde bu boşluk hissini, çeşitli uyuşturucu maddelerle, alkolle, televizyonla ya da başka bir şeyle doldurmaya çalışmak yerine, kendimize zaman ayırmak ve kendimizle vakit geçirmek bize daha çok yardımcı olabilir. Arzularımızı, korkularımızı, umutlarımızı ve hayallerimizi keşfetmek için kendimize zaman ayırabilmeliyiz. Bu, günlük yaşamımıza ve geleceğimize daha fazla anlam yüklememize yardımcı olabilir. Farklı etkinlikler, bizim kendimize odaklanmamızı sağlayabilir (meditasyon veya yazı yazma gibi).

Ben Hastalık Hastası Mıyım?

Bu kişiler sürekli hasta olacakları endişesiyle yaşarlar. Bedenlerinde hissettikleri küçük bir ağrıyı hemen abartma eğilimindedirler. Örneğin, basit bir mide ağrısı hissedip hemen paniğe kapılırlar ve bunu düşüncelerinde felaketleştirirler. Bu kişiler hastalıklarının ne olduğuna dair sürekli araştırmalar yaparlar. Özellikle günümüzde internetten her şeye rahatça ulaşılabileceği için hastalıkları hakkında tanı bulmaya ve bilgi toplamaya çalışırlar. Edindikleri bilgiler doğrultusunda kendilerinde buldukları hastalığın olduğunu düşünüp doktora giderler

asla başarılı olmayacağım

Asla Başarılı Olamayacağım?

Bir çok insan akademik hayatında veya iş hayatında daha başarılı olabilmek için diğer insanlardan daha fazla çalışması gerektiğine veya çaba sarf etmesi gerektiğine inanır. Hatta bu durumu o kadar içselleştirir ki diğer insanlardan kendini sürekli başarısızmış gibi görmeye başlar. Oysa başarı algısı kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Örneğin, bazıları için üniversiteyi bitirmek başarı olarak değerlendirilirken, bazıları için de sıradan herkesin yapabildiği bir şey olarak algılanabilir.

ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAMVASININ ETKİSİ: GÖRÜNMEYEN YARALAR

Kendimizden Neleri Kaybediyoruz?

Çoğumuz, hayatımızın bir noktasında çocukluk çağı ihmalini bir dereceye kadar deneyimlemişizdir. Bazılarımız,yaşadığımız ihmalleri ve istismarları kabul etmek istemeyiz ve baş edemeyeceğimiz duyguları inkar edip, çocukluğumuzun güzel geçtiğini düşünmeyi tercih ederiz. Örneğin; fiziksel bir şiddete maruz kaldığımızda bu acı hissinin ve bu duyguların yanlış olduğunun daha çabuk farkına varırız. Ancak duygusal bir ihtiyaç duyduğumuzda ve bunun karşılanmadığı durumlarda, farkına varmak bizim için daha çok kafa karıştırıcı olabilir. Bu sorunları, özellikle biz ebeveynlerimizin ihtiyaçlarını karşılayan bir rolde olduğumuz zaman ya da ebeveynlerimizin bize sadece çocukmuşuz gibi davrandıkları ve onların davranışlarını sorgulamamamız gerektiğini öğrettikleri durumda yaşarız.

O Kadar Gururluydu ki…

Gururlu olmak, toplumda kişinin kendisini değerli hissetmesi, kendisine saygısının olması ve diğer insanlardan saygı görmesi olarak işlev görebilir. Ancak her iki duyguda da kişiler arası ilişkilerde aslında yetersizliklerini gizlemeye çalışırlar; bunu sağlamak için de eksik taraflarının görünmemesi için -farkında olmadan- bir maske takar gibilerdir. Kibirli kişiler, bunu olumlu taraflarını abartarak; gururlu kişiler ise olumsuz taraflarını kapatmaya çalışarak sağlamayı denerler. Bu kişilerde, kendilerinin toplumda her zaman dik, sağlam, eğilmez, değerli kişiler olarak bilinmesi gerekliliği kaygısı vardır

CİNSELLİĞİ SANAL ORTAMDAMI ARIYORUZ

Cinselliği Sanal Ortamda Mı Arıyoruz?

Pornografik yazılara videolara ulaşabilmek çok basit hale gelmiş durumda çocuklar bile bunlara maruz kalabiliyor. Bu durumda ebeveynler çocukları internete vakit geçirirken bilgisayarı kendilerinin kolayca denetleyebileceği yere koymalı, cinsel açıdan uygunsuz malzemenin bilgisayara ulaşmasını engelleyen ‘aile yönelimli’ internet hizmet sunucularını kullanmaları gerekmektedir.

Hep mi Beni Bulur?

Aynı inancı –duygusal olarak yoksun kalınacağı inancını- sürdürmeye yarayan bir başka uyumsuz baş etme biçimi de, aşırı telafi olabilir. Örneğin; aynı algıya sahip bir başka insan, bu duygusal yoksunluk algısını, kendisine soğuk davranan partnerler seçerek değil de; partnerlerini yoğun duygusal taleplerle boğarak sürdürebilir. Çocukken alamadığı duygusal desteği, bugün çevresinden sürekli talep ederek karşılamaya çalışır; fakat sonuç aynıdır. Bu kez de, fazla talepkar olduğu için insanlar ondan uzaklaşabilir. Algı ve duygusal ihtiyaçların karşılanmayacağı beklentisi, yeniden hayata geçmiş ve tekrar sınanmıştır.

şişli psikolog

Mastürbasyon Bağımlılığı ve Sonuçları

Mastürbasyon bağımlılığı, bir bireyin hayatını önemli ölçüde etkileyen fiziksel ve duygusal sonuçlara sahip olabilir. Aşırı mastürbasyon, vücudun enerji rezervlerini tüketerek yorgunluğa ve uyuşukluğa neden olabilir. Aynı zamanda bir kişinin üreme organlarını etkileyerek erektil disfonksiyona ve düşük libidoya yol açabilir. Mastürbasyon bağımlılığı anksiyete, depresyon ve sosyal geri çekilme gibi psikolojik sorunlara da yol açabilmektedir. Bireyin kişisel yaşamında kaosa neden olarak ilişkilerin bozulmasına, üretkenlik kaybına ve iş performansının düşmesine neden olabilir. Bu nedenle, mastürbasyon bağımlılığının zararlı etkilerini anlamak, bağımlılık döngüsünü kırmaya yardımcı olmak için çok önemlidir.

Ayrılma Anksiyetesi

Ayrılma anksiyetesi, bağlanma figüründen ayrılma durumunda veya ayrılma beklentisinde aşırı endişe duyması halidir. Bir çocukluk dönemi bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Bu durum yetişkinlikte de görülebilmektedir. İlk çocukluk döneminde anneden ya da babadan ayrılma kaygısı taşımak normal bir durum olarak görülebilir yalnız bu davranışların aşırıya kaçması patolojik bir durum olarak yorumlanır.

Terk Edilmekten Korkuyor musun?

Terk Edilme şeması, hayatımızdaki birçok başka durumla da bağlantılı olabilir. Örneğin, insanlara karşı boyun eğici yaklaşımları olan biri, hayatındaki önemli gördüğü kişilerin istediklerini yapmazsa onların kendilerini terk edeceğini düşünebilir. Bazen de terk edilme duygusunu yaşamamak için bu durumdan kaçabiliriz. Örneğin, çok normal giden bir ilişkide terk edilme şemasına sahip biri terk edilmekten kaçınmak için ortada hiçbir sebep yokken ilişkiyi bitirebilir. Bu durum en çok karşı tarafın incinmesine sebep olabilir. Bir diğer durum ise kişinin kendini kusurlu hissetmesinden kaynaklanabilir. Böyle hisseden kişiler, diğer kişilerin onların ne şekilde kusurlu olduklarını bulacaklarına ve onları bırakacaklarına inanabilirler.