Uyku

Dünya üzerindeki tüm canlılar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar yaşam fonksiyonlarını güneşin hareketlerine göre düzenlerler. Sirkadiyen, circa (yaklaşık) ve dies (gün) anlamına gelen iki Latince sözcüğün birleşiminden meydana gelmiş olup yaklaşık bir günü ifade etmekte için kullanılır. Sirkadiyen ritim, biyolojik saat veya vücut saati denen bu hayati işlev, bizim uyku-uyanıklık, vücut ısısı, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerimizi kontrol eder. İnsanda uyku-uyanıklık döngüsü, en temel ve belirleyici sirkadiyen ritimdir.  Günlük biyolojik ritmimiz gibi uykuda bedenimizin ihtiyaç duyduğu bir döngüdür. Bir insan ömrünün1/3 ünü uykuda geçirmektedir. Uykuda bilincimiz uyanık olan halimizdeki bilinçlilikten biraz farklı olarak tamamen kapalı bir bilinçlilik hali değildir. Mesela gündüz bilinçli halimizde düşünürüz ancak uykuda, farklı bir bilinç durumundan bahsederiz, rüyaları görürüz. Uykudaki bilinçlilik hali sayesinde uyanabilmemiz mümkündür.

Neden uyuyoruz?

beyin

Her ne kadar kültürümüzce uyku, küçük ölüm ya da yalancı ölüm olarak ifade edilse de uyumamızın en temel sebebi hayatta kalmak içindir. Ölüm olması için bilincimizin kapalı olması gerekirken uykuda yukarıda da bahsettiğim gibi bilinçlilik hali söz konusudur. Uyku sürecinde bedenimiz dinleniyor, büyüyor-gelişiyor ve kendini yeniliyor. Mesela stres gibi yıpratıcı faaliyetlerin önlenebilmesi için gereken hormonların özellikle derin uyku evresinde daha çok salgılandığını gösteren araştırmalar mevcut. Annelerin çocuklarına uyuşunda büyüsün demelerini inceleyecek olursak da bebeklerin daha hızlı büyümesini sağlayan derin uyku sürecidir. Yine derin uyku evresinde proteinin açığa çıkmasıyla insan bedeninin yenilenmesi gerçekleşir. Gün içerisinde olan olay ve duyguları uyku sürecinde bellekte işlenmeye ve depolanmaya sağlayan süreç uykuda gerçekleşir. Yani kısacası uyku beynimizin şarj edilmesidir.

Uyurken Neler Oluyor?

Uyku 5 evrede gerçekleşir. Birinci evrede 10 dakika süren, gözümüzü kapatıp kendimizi uykuya hazırladığımız dönemdir. İkinci evrede yaklaşık 20 dakika kadar süren uykuya hemen hemen dalmaya başladığımız evredir. Bu ilk iki evrede birini uyandırmak oldukça kolaydır.  Hatta uyandırıldığımızda “tam dalmak üzereydim” dediğimiz evredir bu ilk 30 dakika. Üçüncü evrede ortalama 40 dakika süren, kaslarımızın gevşediği ve uykuya daldığımız evredir. Dördüncü evrede 10-20 dakika süren ve birini uyandırmanın zor olduğu bir evredir. Ve son evre REM uykusu olarak adlandırdığımız ve 10 dakika süren “Rapid Eye Movement” olarak açılımı olan ve çevrildiğinde “hızlı göz hareketleri” olarak bilinmektedir. REM evresinde gözler kapalı olduğu halde hızlı göz hareketlerinin olduğu belki hızlı nefes alışverişinin gözlemlendiği, vücut ısısının arttığı ve kasların hareket edilemez olduğu (paralize) bir evredir. Hızlı göz hareketleri gözün rüyayı yaşaması ve o imgeleri/görselleri görmesinden kaynaklıdır. Karabasan olarak anlatılan bir nevi felç olduğumuz evre aslında REM uykusunda yaşadığımız paralize olma halidir.

uyku

“Karabasan geldi hareket edemedim, konuşamadım hatta üzerimde bir ağırlık gibiydi” öreklerini kültürümüzce kabul edilen birçoğumuzun duyduğu, yaşadığı belki korktuğu bir deneyimdir. Burada gerçekleşen durum REM uykusunun özellikleridir aslında. Bunu bu şekilde bilmek korkunuzu hafifletebilen de bir bilimsel açıklamadır aynı zamanda. Konuşamama açısından bakıldığında da ses telleri de kaslardır ve dil de bir kas olduğu için hareket ettirme, konuşma veya bağırma imkânsız hale gelir.

Rüyayı gördükten sonra her şey tekrar ilk evreden başlar ve iki, üç, dört ve bir sonraki REM’ e kadar devam eder. Böylece bir insan gecesini tamamlayana kadar ortalama 4-5 REM’ i tamamlar. Bu yüzdendir sabah yandığımızda birden fazla rüyanın hatırlandığı olur. REM uykusunun ortasında uyanmaktan ziyade daha sonrasında uyandırıldıktan sonra rüyaların daha rahat hatırlandığı gözlenmiştir. Hatta uyanıp “ bu çok güzel bir rüyaydı, bitmesini istemiyorum” dedikten sonra tekrar uykuya dalıp aynı rüyanın devamını görmeyi başaranlar da mevcuttur.

O halde “dün gece uykunuzda nasıl bir rüya gördünüz?” sorusu ile bu yazının da sonuna gelmiş bulunmaktayız.

Psikolog Süreyya ÇALIK

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Comments