Ekrandaki Aktarım: Yapay Zeka Kullanımında Kişilik İzleri
Uzman Klinik Psikolog Seren Çakırkaya
Paylaş
Yapay zeka artık hayatımızın sıradan bir parçası. Birkaç kelime yazıyoruz, o bizim yerimize metinleri tamamlıyor. Soruyoruz, o yanıtlıyor. Gözümüzden kaçanları yakalıyor, anlamlandıramadıklarımızı bizim için düzenliyor. Ama durup şöyle bir düşündünüz mü hiç? Bu teknolojiyi nasıl ve hangi ihtiyaçla kullandığınızı... Yapay zeka sizin için sadece hayatı kolaylaştıran pratik bir araç mı? Yoksa karmaşık ruh hallerinizi düzenleyen, zaman zaman bir “görünmez dost” ya da içsel karmaşanızı yatıştıran sessiz bir destek mi? Belki de hatalı kararlar almamak adına sürekli onay aldığınız bir otorite ya da her soruya anında cevap verebilen bir ebeveyn figürü... Kimimiz bilgiye hızla ulaşarak belirsizliği yatıştırır, kimimiz yanlış yapmamak için yapay zekadan onay bekler, kimimiz de içindeki o boşlukla yüzleşmemek için ekranın karşısına geçer. Aslında bir teknolojiyi nasıl kullandığımız, iç dünyamız hakkında sandığımızdan çok daha fazla şey söylüyor. Hele ki konu kişilik örüntülerimiz olduğunda... Borderline bir kişi için yapay zeka, terk edilme korkusunu kontrol edebileceği, her an elinin altında olan, kaybolmayacak bir göz olabilir. Narsisistik yapılar için kendilerini en ideal haliyle sunabilecekleri, sürekli geri bildirim alabilecekleri bir vitrin. Şizoid bireyler içinse, dünyayla aralarına koydukları güvenli mesafeyi koruyabilecekleri, temassız ama kontrol edilebilir bir alan... Bu yazıda, yapay zekayı kullanırken aslında hangi ruhsal ihtiyaçlarla hareket ettiğimize kişilik bozuklukları penceresinden bakacağız. Yapay zeka artık sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda modern dünyada görünmez bir yol arkadaşı. Sabah ne giyeceğimize karar verirken hava durumunu kontrol ettiğimizde, canımız sıkıldığında arama motoruna “neden bu kadar mutsuzum?” diye sorduğumuzda ya da son zamanlarda giderek daha popüler hale gelen bir pratik olarak, yapay zekaya rüyalarımızın anlamını sorduğumuzda ya da fal baktırdığımızda... Aslında burada yalnızca basit bir merak ya da eğlence arayışı yok. Yapay zekaya yöneltilen bu soruların altında, kişinin kendi bilinçdışına dair bir ipucu arama çabası da var. Ancak ilginç olan şu ki, bu çaba doğrudan içeriden gelmektense, dışarıdan bir otorite aracılığıyla yapılıyor. Sanki kendi iç sesini dinlemek yerine, o iç sesi bir algoritmanın tercüme etmesi daha güvenilir geliyor. Peki, kişilik yapılanmamız bu ilişkiyi nasıl şekillendiriyor? Yapay zeka kullanımıyla ilgili yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, kişilik özelliklerimiz sadece bu teknolojiyi ne kadar kullandığımızı değil, ona hangi anlamları yüklediğimizi ve onu hangi ruhsal ihtiyaçlarla ilişkilendirdiğimizi de belirliyor. Borderline kişilik bozukluğu (BPD) olan bireylerin, dijital platformlarda sürekli bir nesneye tutunma arayışında olduklarını gösteren pek çok çalışma var. Močnik ve arkadaşları (2024) yaptıkları kapsamlı derlemede, BPD özellikleri taşıyan bireylerin sosyal medya ve yapay zeka uygulamalarını ilişki düzenleyici ve duygusal dengeleyici bir araç olarak nasıl kullandıklarını incelediler. Bu bireyler, anlık teyit ve yanıt ihtiyacını, gerçek kişiler yerine yapay zeka gibi sürekli ulaşılabilir dijital nesneler üzerinden gidermeye yatkın oluyorlar. Farklı bir çalışmada ise Borderline bireylerin, yapay zekaya ve sanal asistanlara sıklıkla öfke, hayal kırıklığı ve idealizasyon gibi karmaşık duygular projekte ettikleri gözlemlendi. Ellouze & Hadrich (2024) Bu, borderline bireylerin gerçek hayatta sık yaşadıkları idealize etme ve sonrasında değersizleştirme döngüsünün yapay zekaya da taşınabildiğini gösteriyor. Bu bulgular, borderline bireylerin yapay zekayı hem regülatif bir nesne hem de yansıtma alanı olarak kullanmalarının tesadüf olmadığını ortaya koyuyor. Özellikle terk edilme korkusu ve yoğun duygulanım karşısında, yapay zekanın kontrol edilebilir, hep orada olan ve asla terk etmeyen bir "sanal nesne" olarak konumlandırılması dikkat çekici. Narsistik bireylerin, yapay zekayı ve dijital platformları ideal benlik sunumu ve onay alma aracı olarak nasıl kullandıkları Natoli (2024) tarafından yapılan çalışmada ayrıntılı şekilde incelendi. Özellikle sosyal medyada paylaşılan içeriklerin edit edilmesi, ideal hale getirilmesi ve kişisel markalaşmada yapay zekanın sağladığı mükemmellik imkanı, narsisistik yapılar için oldukça cazip hale geliyor. Narsisistik kişilik yapılanmasında yapay zeka, parlatıcı ayna işlevi görür. Ancak bu ayna kusursuz bir yansıma sunmadığında, narsisistik kırılganlık tetiklenir ve yapay zeka da diğer nesneler gibi hızla değersizleştirilir. Bu süreç, narsisistik yapının onay arayışı ve değersizleştirme savunmaları üzerinden işleyişine dair önemli bir dijital yansıma sunuyor. Şizoid kişilik özellikleri taşıyan bireylerin dijital platformları ve yapay zekayı nasıl kullandıkları konusunda Riedl (2022) tarafından yapılan çalışma oldukça dikkat çekici. Bu çalışmada, şizoid bireylerin doğrudan insan ilişkilerinden kaçınmak amacıyla yapay zeka destekli araçlara yöneldikleri ve bu araçlarla kurdukları ilişkinin güvenli, kontrollü ve mesafeli bir yapı sunduğu belirtiliyor. izoid bireyler için yapay zeka, hem dış dünyaya temkinli bir açılım imkanı sunuyor hem de ilişkisel tehditleri minimize eden bir tampon bölge işlevi görüyor. Nuanmeesri & Poomhiran (2023) çalışmasında, şizoid eğilimleri olan bireylerin, bilgi edinme ve gözlemleme amacıyla dijital platformlarda uzun süre geçirdikleri, ancak duygusal yakınlık gerektiren dijital etkileşimlerden kaçındıkları saptandı. Yapay zeka, şizoid bireylerin güvenli bir yalnızlık içinde, steril bir ilişki kurma ihtiyacına hizmet ediyor. İnsan ilişkilerine duyulan ihtiyacı tamamen yok etmiyor, ancak bu ihtiyacı yönetilebilir ve tehdit edici olmayan bir düzeye indiriyor. Bu nedenle yapay zeka, şizoid bireyler için duygusal izolasyonu destekleyen ancak aynı zamanda dış dünyaya kontrollü bir pencere açan bir aracı rolü üstleniyor. Peki ya siz? Yapay zekayı nasıl kullanıyorsunuz? Bir karar verirken size onay veren bir otorite mi? Duygularınızı paylaşan bir dinleyici mi? Yoksa dünyaya açılmadan önce bir prova alanı mı? Belki de farkında olmadan, sadece bir uygulamaya değil, kendi iç dünyanıza da dokunuyorsunuzdur.
Kaynakça
• Močnik, S., et al. (2024). Beyond clinical observations: A scoping review of AIdetectable observable cues in borderline personality disorder.
• Ellouze, M., & Hadrich, L. (2024). Artificial Intelligence application for the analysis of personality traits and disorders in social media: A Survey.
• Nuanmeesri, S., & Poomhiran, L. (2023). Improving the Avoidant Personality Disorder Prediction. • Natoli, A. P. (2024). Leveraging Artificial Intelligence to Linguistically Analyze Personality Disorders.
• Arora, S., et al. (2024). Text Classification Models for Personality Disorders Identification. • Riedl, R. (2022). Trust in Artificial Intelligence Systems and Personality Traits.
Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin
kullanıcı Psikohelp'e güveniyor
Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin
© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır
0 (212) 216 23 67
**şim :
Seren hanım çok faydalandığım bir yazı oldu. Ellerinize sağlık