Alkol Bağımlılığı

Psikohelp

Paylaş

BAĞIMLILIK NEDİR?

Bağımlılık fiziksel ve psikolojik olmak üzere ikiye ayırabileceğimiz, maruz kalınan maddeye, kişiye veya nesneye zararlarının bilinmesine rağmen karşı konulamaz şekilde istek duyulması, arzulanması şeklinde tanımlanabilir. Madde kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir; kullanımı kontrol altına alınmadığı taktirde kişiye fiziksel, psikolojik, ekonomik ve sosyal olarak birçok zarar vermesi çok muhtemeldir. Daha önce de belirtildiği gibi bağımlılığın fizyolojik ve psikolojik olarak ikiye ayrılması söz konusudur. Fiziksel bağımlılık adından da anlaşılacağı üzere bedenin fizyolojik olarak ihtiyaç hissetmesi iken, psikolojik/ruhsal bağımlılık alışkanlıklarımız olarak açıklanabilir. Bağımlılığın hiçbir türü birdenbire ortaya çıkmaz, hazırlık, ilk deneyim, eylemi/kullanımı devam ettirme, ilerleme, bırakma, tekrar denemeyi/kullanmayı düşünme, yeniden kullanım ve sonunda tekrar başlama evrelerinden oluşan oldukça uzun ve zaman alan bir süreçtir. Yapılan bazı çalışmalarda alkol, sigara ve madde bağımlılıklarının çalışma prensipleri gösterilmiş ve seratonin, dopamin, GABA, norepinefrin, epinefrin gibi nörotransmitterler üzerinde fazlasıyla durulmuştur. Son yıllarda madde bağımlılıklarının yanı sıra herhangi bir maddeye dayanmadan bağımlılık oluşturan ve davranışsal bağımlılıklar olarak adlandırılan bağımlılık türlerinden de bahsedilmektedir. Bu bağımlılıklardan bazıları; egzersiz, internet, alışveriş, seks, kumar vs. Fakat bu bağımlılıkların çalışma mekanizmaları hala araştırılma aşamasında olmakla birlikte kumar bağımlılığı 2013 yılında yenilenen DSM-IV' te Madde Kullanımı ve Bağımlılık Bozuklukları başlığı altına dahil edilmiştir. Bağımlılık ölçütlerine göre aşağıda yer alan maddelerden yalnızca üçü tanı koymak için yeterlidir. 1) Tolerans gelişmesi 2) Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması 3) Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalar 4) Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük çaba harcanması 5) Madde kullanımı nedeniyle sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tümüyle bırakılması; 6) Maddenin tasarlandığından daha uzun süre ve yüksek miktarlarda kullanılması; 7) Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımının sürdürülmesi (Ögel K, 1997) Bir maddenin uyuşturucu madde sayılıp sayılmayacağı söz konusu olduğunda kişide alışkanlık yaratması önemli kriterlerden bir olmaktadır. Ayrıca o maddenin uyarıcı, keyif verici, hayal doğurucu, tahrik ve sarhoş edici olup olmadığına, insan irade ve muhakemesini ortadan kaldırıp kaldırmadığına da bakılarak karar verilmektedir (EGM-KOMDB, 1998). Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise; Önüne geçilemez gereksinme yahut arzu, kullanılan miktarı arttırma eğilimi, ruhsal, fiziksel bağımlılık hali yaratan maddeleri uyuşturucu madde kavramı içine almaktadır. Bu ölçülerden başka herhangi bir maddenin uyuşturucu madde olarak değerlendirilmesi için; 1. Uluslararası anlaşmalara bağlı olan listelerde böyle bir maddenin tayin ve ilan edilmiş olması, 2. Söz konusu maddenin toksik etkisinin bulunması, 3. Gittikçe artan miktarlarda kullanılması için eğilim duyulması, 4. Kullanılması halinde fiziki, psikolojik ya da her iki şekilde bağımlılık yapması, kesilmesi halinde ise bazı yoksunluk belirtilerini ortaya çıkarması gerekir (Seyman, 2000).

Tanımı ve Tarihçesi

Arapça kökenli olan alkol kelimesi cevher, öz ve esans anlamına gelen “alkühl” kelimesinden türetilmiştir. Eski Yunan tanrılarından olan Dionysos alkol tanrısıydı ve kendisi için düzenlenen etkinliklerde alkol tüketildiği bilinmektedir. MÖ 2000 yıllarında bulunan bazı yazıtlarda alkol alım ve satımıyla ilgili maddelere rastlanmıştır. Hıristiyanlıkta şarabın Hz. İsa’nın kanını temsil ettiği bilinmektedir. Hipokrat’tan bu yana alkolün insan sağlığına olan olumsuz etkileri belirtilmiş fakat alkol bağımlılığının bir hastalık olarak adlandırılması yaklaşık olarak 150 yıl öncesine dayanmaktadır. Magnus Huss “alkolizm” terimini 1849 yılında kullanan ilk kişi olmuştur. E.M Jellinek ise alkolizmi bir hastalık olarak literatüre geçiriştir. (Arıkan Z. 2012) Alkol şekerin fermente edilmesiyle elde edilen, tedavi amaçlı kullanımının yanı sıra keyif verici etkisi sebebiyle kontrolsüz tüketiminde bağımlılığa sebep olabilecek bir maddedir. Alkol bağımlılığı veya alkol kötüye kullanımı, kişi ve çevresi üzerinde hem sağlık açısından hem de ekonomik ve sosyal açıdan olumsuz etkileri nedeniyle aynı zamanda bir halk sağlığı sorunu olarak da ele alınabilmektedir. Alkol kullanım bozukluğu bağımlılık, akut zehirlenme, yoksunluk, amnezik sendrom, psikotik bozukluk ve diğer birçok ruhsal ve davranışsal sorunlara da sebebiyet vermektedir. Özellikle ergenlik çağında başlayan alkol kötüye kullanımı pek çok sistem ve organın hasar almasına neden olmaktadır. Ergenlik dönemindeki bir bireyin beyi ve sinir sisteminin aşırı alkol tüketiminden kaynaklanan bilişsel sıkıntılara herhangi bir yetişkin bireyden daha hassas olduğu yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. (Crews, Braun, Hoplight ) (Spear, Varlinskaya 2005). Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu bir açıklamaya göre, tüm dünya genelinde hastalık kaynaklı ölümlerin %3,2’si alkol kötüye kullanımının sonucu olduğu yönündedir. Alkol, pek çok kişi tarafından yaşadıkları sıkıntılar için “çözüm” olarak görülmesi sebebiyle pek çok psikiyatrik hastalığın da ek tanısı olabilmektedir. (Swendsen, Merikangas, Canino 1998). Alkol kullanımı sırasında ortaya çıkan ve birçok fizyolojik, davranışsal ve bilişsel değişikliklerle belirli bir durumdur. Bağımlılık sendromunun ana tanımlayıcı özelliği alkol almak için istek olmasıdır. Bu istek sık sık alkol alma isteğinden önüne geçilmez bir alkol alma isteğine kadar değişen ölçülerde olabilir. Dünya Sağlık Örgütü tanı ölçütlerine göre (ICD10) aşağıdakiler den üç ya da daha fazlası son bir yıl içinde kişide bulunuyorsa o zaman o kişi alkol bağımlısıdır denir. • Alkol içmek için güçlü bir istek olması • Alkol alma davranışını denetlemede güçlük (alınan alkol miktarını ayarlayamama, kullanım süresini ayarlayamama, başarısız bırakma girişimleri) • Alkol kullanımı azaltıldığında ya da bırakıldığında tipik yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması • Alkol ile gerekli iyilik halini elde etmek için (rahatlık, sarhoşluk, keyif) gittikçe artan miktarlarda alkole gereksinim duyma (tolerans gelişimi) • Alkolü elde etmek, kullanmak ve etkilerini gizlemek için harcanan zaman ve çabanın diğer ilgi ve uğraşlara yer vermeyecek şekilde giderek artması • Aşırı alkol kullanımı nedeni ile ruhsal, sosyal, fiziksel, zararlar ortaya çıkmasına rağmen alkol kullanımını sürdürme Alkol bağımlıları uzun süreli alkol kullanımının hem tıbbi hem de sosyal sonuçlarını yaşamanın yanı sıra içme davranışını kontrol etmede yetersizlik ve alkolün fiziksel ve psikolojik bağımlılığını da yaşarlar. İçme davranışı üzerindeki kontrol kaybı, alkol kötüye kullanımı ya da zararlı kullanımı ile alkol bağımlılığı arasındaki sınırı oluşturmaktadır. Genellikle alkol kullanımı 20-35 yaş arasında olmaktadır. Alkol bağımlılığının gelişimi için genelleme olmamakla birlikte, 5-10 yıllık bir düzenli alkol alımı gerekmektedir. Alkol kullanımı ile ilgili bozukluklar tüm sosyoekonomik sınıflarda görülmektedir. (TCSB Madde Bağımlılığı El Kitabı) Alkol bağımlılığı olan bireylerde, alkol alınmadığı veya azaldığı taktirde bazı belirtiler görülebilir buna alkol kullanım yoksunluğu adı verilmektedir. Alkol kullanım yoksunluğunda terleme, halsizlik, solunum hızlanması, kan basıncı değişiklikleri, kaslarda myoklonik kasılmalar, baş ağrısı, epileptik nöbetler, alt ve üst ekstremitelerde spazmodik kasılmalar, sıkıntı, huzursuzluk, uyku bozukluğu, kâbus, illüzyon ve kısa süreli halüsinasyonlar gözlenebilmektedir (Arıkan 2012). Bu belirtilerin hepsi her bağımlılığı olan her bireyde gözükmeyebilir. Alkol bağımlılarının %95’inde şiddetli kesilme belirtilerine rastlanmaz. Belirtiler birkaç saat (12 saat veya daha kısa zamanda) içinde başlar, 2. veya 3. gün en yüksek düzeye ulaşır ve 4. ve 5. günler hafifler. (TCSB Madde Bağımlılığı El Kitabı) "Türleri / Sıklık / Yaygınlık" tab_id="1584610951221-4499fcdc-b0ed"][vc_column_text]I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title="Nedenleri ve Belirtileri" tab_id="1584610908927-4f0a3f53-5c71"][vc_column_text]

Epidemiyoloji

• Alkol kullanım bozuklukları gün geçtikçe ölüm ve hastalık açısından önem kazanmaya devam etmektedir. Batı ülkelerinde alkol kullanımı yaygındır. ABD’de1977’de yapılan bir ulusal çalışmada erkeklerin %86.6’sı kadınların %77.5’i alkollü içecekler tüketmektedirler. • Gençlerin çoğu ergenlik döneminde özenti ile alkole başlamaktadır. İlk defa içkiyi kullanma yaşı 12-14 yaşa kadar inmiştir. • Alkolle ilgili sorunlar ise 18-25 yaş arasında çıkmaya başlamıştır. Tedavi için başvurma çoğu kez 40 yaşlarında olmakta ve ölüm 55-60 yaşlarında kalp hastalığı, kaza, intihar ve kanser gibi nedenlerle oluşmaktadır. • ABD’de alkol bağımlılığının %10 olduğu bildirilmektedir. • Önceleri bir erkek hastalığı olarak düşünülürken (1/5-6 oranlarda) şimdi ise bu ayrım ortadan kalkmıştır. (1/2 oranına inmiştir). • Ülkemiz de büyük kentlerde küçük ölçekli yapılan epidemiyolojik çalışmalar alkole başlama yaşının 12’lere kadar indiğini göstermektedir. En çok başlama 15-22 yaş arasında olmakta ve daha çok erkekler alkole başlamaktadır. Alkol bağımlılığı için elde edilen veriler % 0.8-1.6-2 gibi rakamlar vermektedir. • Halen alkol tüketimini erkeklerin daha çok yaptığını söyleyebiliriz. • Alkol kullanım sorunu olan kişilerde yüksek intihar, cinayet, trafik kazaları, saldırı, tecavüz, suda boğulma ve çocuk istismarı görülme sıklığı yüksektir. • Alkol kullanım bozukluğu ile diğer psikiyatrik bozukluklardan Bipolar I %46, Bipolar Tip II %39, Şizofreni %34, Kişilik Bozukluğu %29, major depresif bozukluk %17 oranında birlikteliği vardır. (TCSB Madde Bağımlılığı El Kitabı)

Alkol Bağımlılığının Nedenleri

Alkol ve madde bağımlılığında tek bir neden aramak yanlış olacaktır. Kalıtımsal, ruhsal, toplumsal ve çevresel olmak üzere alkol bağımlılığı nedenleri pek çok ana başlık altında incelenebilir. Etkenlerin ağırlığı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Örneğin en önemli nedenlerden bazıları olan zevk almak, stresle baş etmek, alkol aşermek, duyguları düzenlemek, pek çok zaman herkeste aynı derecede gözlemlenemeyebilir. Kalıtımsal nedenleri ele alacak olursak, ailesinde alkolizmden mustarip bir kişinin alkolizm geliştirme ihtimali yüksek olduğu halde bu sorunu yaşayan herkesin alkol bağımlılığı geliştireceği söylenemez. Burada sadece genetik/kalıtımsal bir yatkınlığın varlığından söz etmek doğru olacaktır. Bunun yanında pek çok ruhsal sıkıntı da alkol alımında aşırıya kaçmaya sebep olabilir ve hatta alkol bağımlılığı yaşanan bu ruhsal rahatsızlıkların yanında eş tanı olarak görülebilir. En sık bereber görülen psikiyatrik tanılar ise şunlardır; diğer maddelere bağlı bozukluklar, antisosyal kişilik bozukluğu, duygudurum bozukluğu ve anksiyete bozukluğu. Veriler tartışmalı olsa da alkole bağlı bozuklukları olan kişilerin genel nüfustan daha yüksek öz kıyım oranına sahip olduğunu öne sürülmektedir. Çökkünlük, kaygı gibi ruhsal, kendisinden beklentileri karşılayamama ya da karşılayamamaktan korkma gibi toplumsal birtakım etkenler ya da eğlenmenin başka bir yolunu bilememe ve “arkadaşlarına uyma” gibi çevresel etkenler de burada önem taşır.[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title="Gidişat ve sonlanım" tab_id="1584787147101-f840cf37-2cd0"][vc_column_text]I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title="Ayrıcı Tanı ve Ek tanılar" tab_id="1584787076907-a730c744-26d2"][vc_column_text]

Alkol Bağımlılığında Tanı

Alkol bağımlılığı tanısı için kullanılan birçok ölçek ve test vardır. Fakat en çok kullanılanlar; 1.CAGE testi 4 sorudan oluşmuş olup 2 tanesine evet denmesi %70-80, 4 tanesine evet denmesi %100 alkol bağımlılığı tanısını alınmasını sağlar. 2.The Alcohol Use Disorder İdentification Test 10 sorudan oluşur, alkolle ilgili sorunları değerlendirmede güvenilir olup içme davranışını test eder. 3. Michigan Alcoholism Screening Test 24 sorudan oluşmuş olup %90 oranında alkol ile ilişkili sorunlara tanımlanmasını sağlar. Bu testlerin dışında alkol bağımlılığı olan kişilerde gözlemlenen bazı fiziksel ve ruhsal değişimlerden de bahsedebiliriz. Bunlardan bazıları; 1. Arcus senilis (kornea çevresinde halkaların oluşumu) 2. Palmer eritem (avuç içlerinde oluşan kızarıklıklar) 3. Kırmızı burun 4. Parmaklarda sigara yanıkları 5. Üst karında ciddi ağrılar 6. Karaciğerde büyüme 7. Kol ve bacaklarda zayıflama, güçsüzlük. 8. Ellerde ve bacaklarda titreme 9. Değişken mod geçişleri 10. Taşikardi 11. Bulantı ve kusma 12. Ateş yükselmesi 13. Dikkat dağınıklığı ve yargılama da bozulmalar 14. Düşünce süreci ve içeriği dağınık, anlaşılmaz ve saçma sapandır 15. Algı bozuklukları izlenir. İllüzyonlar ve halüsinasyonlar (dokunma, görme, işitme) çok sık izlenir.[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title="Komplikasyonlar" tab_id="1584788137881-259714e1-7b07"][/vc_tta_section][vc_tta_section title="Tedavisi" tab_id="1584610975091-70301f79-d976"][vc_column_text]

Alkol Bağımlılığı Tedavisi

Alkol bağımlılığında tedavinin aşamaları şunlardır. 1. İlk bölüm bir süredir alınan alkolü kesme tedavisidir. Alkolün kesilmesi sonucu olağan yoksunluk belirtilerinin ortadan kalmasına yardımcı olan ilaç kullanımı ve diğer tıbbi müdahaleleri içerir. 2. Rehabilitasyon dönemi: Bu dönemde kişi artık alkol yoksunluğundan kurtulmuştur. Yaşamdaki normal işlevlere dönebilme ve alkolsüz yaşama uyum sağlama bakımından hastaya bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılır. Bunun için terapötik girişimler den yararlanılır. , 3. Nüksü (Relapsı) önleme: Tedavi modellerine göre değişmekle birlikte AA (Adsız Alkolikler) nın 12 basamak temeli üzerinde kurulu önleme programlarıdır. Bu aşamada aynı zamanda ilaç tedavilerinin yeri vardır. Kullanılan ilaçları şöyle özetleyebiliriz: Alkol bağımlılığında etkili olan nöromodilatör ve antiepileptiklerdir. Psikososyal tedaviler; terapiler, bilişsel davranışçı terapi, destek grup toplantıları İlaç tedavilerinin yanı sıra yapılan terapiler (bireysel, grup, aileye müdahale, davranışçı yöntemler vs), ilaç tedavileri ve destek grubunun (AA) yardımlarının hepsinin amacı kişinin alkolsüz bir yaşama uyum yapmasını sağlamaya yöneliktir (TCSB Madde Bağımlılığı El Kitabı). Alkol bağımlılığı tedavisinde ayaktan veya yatılı olarak ilerlenebilir. Ayaktan kontrolü sağlanan ve iyileşen pek çok hastanın yanında önceleri yatarak tedavi gören fakat sonrasında ise ayaktan kontrollerine devam eden hastalar da mevcuttur. Unutulmamalıdır ki alkol bağımlılığı tedavisi olan ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavi sürecinde bağımlılığı olan kişinin iradesi ve isteği önem taşırken ailesi ve yakın çevresinin de desteği tedavi sürecinde en önemli yardımcılardan biridir. Unutulmamalıdır ki bağımlılığı olan kişiyi dışlamak ve cezalandırmak onu tedavi etmez, aksine sorunları olan kişiyi her zaman teselli eden ve yanında olan maddeye daha da bağımlı hale getirir. REFERANSLAR Arıkan, Z. (2012b). Alkol kullanım bozukluğu. İçinde Akvardar, Y., Arıkan, Z., Berkman, K. ve diğerleri (Ed.), Madde Bağımlılığı Tanı ve Tedavi Kılavuzu El Kitabı. Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 105-123. Ögel K, Cep Üniversitesi İletişim Yayınları, 1997 Crews FT, Braun CJ, Hoplight B, et al. Binge ethanol consumption causes differential brain damage in young adolescent rats compared with adult rats. Alcohol Clin Exp Res 2000; 24: 1712–1723. Spear LP, Varlinskaya EI. Adolescence. Alcohol sensitivity, tolerance and intake. Recent Dev Alcohol 2005; 17: 143–159 Swendsen JD, Merikangas KR, Canino GJ, et al. The comorbidity of alcoholism with anxiety and depressive disorders in four geographic communities. Compr Psychiatry 1998; 39: 176– 184. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Uyuşturucu Madde Olayları Genel Değerlendirmesi, Ankara. Seyman, İ. (2000). Uyuşturucu Sorununun Türkiyedeki Boyutları. A. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara T.C Sağlık Bakanlığı MADDE BAĞIMLILIĞI TANI ve TEDAVİ KILAVUZU EL KİTABI

Alt Başlıklar


Alt başlık bulunamadı.

Yorum Yap

Yorumunuz değerlendirmeye alındı.

Yorumlar

Hem Online Terapi hem yüz yüze Terapi Seçenleri

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero
heroheroheroherohero
50bin +

kullanıcı Psikohelp'e güveniyor

Yardım

Canlı Destek

Bize Ulaşın

0 (212) 216 23 67

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero

© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır

0 (212) 216 23 67

Sorularınız mı var? Bizimle Konuşun
Yardımcılarımızdan birini seçerek devam edin
Canlı Destek 1
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 2
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 3
Canlı Destek
Aktif