Çocuk yapmak hem toplumsal hem kültürel hem de bireysel bir konudur. Çeşitli sebeplerle karar alma yolculuğuna girilmektedir. Bazı toplumlarda çocuk, aile için bir neşe kaynağı veya bazen de kurtarıcı olarak görülmektedir. Ancak bazen taraflardan biri henüz hazır veya emin değildir.

 “Çocuk sahibi olma” ifadesindeki yanlışlığa gelin birlikte bakalım. Kelimeleri kullanma şeklimiz bize neyi neden yaptığımızı üstü örtülü de olsa gösterir. Çocuk doğduğu andan itibaren ebeveynleriyle bağ kurmaya başlar. Belli bir yaşa geldiğinde ise evden ve aileden ayrılma durumuyla karşı karşıya gelir. Böyle bir süreçte anne babanın görüşü “çocuğun sahibi oldukları” yönündeyse çocuğun fikirlerinin desteklenmediği, bağımsızlığın kabul edilmediği, sınırın olmadığı ve özgüven gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Aile için “çocuk yapmak” fikrinde ise aileye bir bireyin dahil olmasını istemektir. Bu, çocuğun benliğini, bireyselliğini, sınırını, özgünlüğünü, özgürlüğünü ve biricikliğini gösteren bir ifadedir aslında.

Çocuk yapma kararı sürecinde nelere dikkat edilmeli?

Çiftin evlilik süresi bize evdeki rollerin oturup oturmadığını gösterebilir. Bundan dolayı evlilik süresinin 2-3 yıl olduğu durumlarda karı- kocalık rolleri, evde sorumluluk dağılımı gibi konular oturmuş bir düzene sahip olur. Ne eşiniz ne de siz flört dönemindeki gibi değilsinizdir. Bu yüzden sadece flört dönemindeki ilişkinizi göz önünde bulundurup çocuk yapmak eksik bir bakış açısı olacaktır.

Çocuğa dağılmakta olan evlilikte kurtarıcı gözüyle bakıldığında ise oldukça yıkıcı durumların yaşanmasına sebebiyet verebilir. Çocuk daha doğmadan bir görevle dünyaya gelir. Ancak sorunları kendi içinde çözemeyen çiftlerin bunları çocuğun çözeceğini düşünmesi ne kadar doğru olur?

Birden fazla çocuk sahibi olmak sadece maddi durumla değil manevi bakım verebilmeyle de ilgilidir. Evde ilgilenmekte olduğunuz küçük bir çocuğunuz olması durumunda "bir tane daha olsun birlikte büyürler" gibi bir düşünceyle çocuk yapmak sağlıklı değildir. Siz gelecek olan çocuğa vakit ayırabilecek misiniz? Siz onunla oyun oynayabilecek misiniz? Siz onu dinleyebilecek misiniz? Kendinize ayrılabildiğiniz bir saatiniz var mı? doğacak çocuğun kardeşi bu durumdan nasıl etkilenir? Eşinizle flört döneminden bu yana neler değişti? Evlilik ilişkinize ne kattı? Cinsel ilişkinizde doyumunuz hakkında ne düşünürsünüz? Peki ekonomik durumunuz çocuk bakımına uygun mu?

Tüm bu etmenler ve daha birçok şey göz önünde bulundurulmalı ve böylece sağlıklı bir ortama doğan bebeğe sağlıklı bir yöneliş ile çocuk yetiştirme serüvenine adım atılmış olunur.

Psikolog Süreyya ÇALIK