Magaret S. Mahler’in kuramına göre bebeklerin biyolojik olarak dünyaya geliş zamanları ve psikolojik doğumları birbirleriyle uyuşmamaktadır. Bebeklerin doğduktan sonrada anne karnında var olan konumlarını korudukları ve kendi benliklerini keşfetmeleri, dış dünyayla tanışmaları için belli bir süre gerekmektedir. Mahler’e göre bebeğin kendi kimliğini keşfetmesi psikolojik doğumdur ve bebeklerin biyolojik doğumdan sonra psikolojik doğumları ilk 36 ay içerisinde gerçekleşmektedir. Yani çocukların kişilikleri ilk 3 yaş içerisinde gelişmektedir. Mahler bu ilk 36 ayı “ayrılma bireyleşme süreci” içerisinde ele almaktadır. Ayrılma- bireyleşme süreci çocuğun anneyle yaşadığı ortak yaşamsal alandan çıkması ve kendi kişilik bütünlüğünü kabul etmesini kapsamaktadır. Çocuğun normal gelişimi için Mahler ve arkadaşları bu süreci Normal otistik, Normal yaşamsal ve Ayrılma- bireyleşme evresi olarak üç evreye ve Ayrılma- bireyleşme evresini dört alt evreye ayırmışlardır.

Normal Otistk (0-2 Ay)

Bu evre bebeğin yaşamının ilk aylarını kapsamaktadır. Bu evrede çocuğun anne karnı dışındaki homeostazi dengesi sağlanmalıdır. Yani anne karnında var olan denge korunmalıdır. Annenin çocuğun ihtiyaçlarını karşılaması ile çocuğun dış dünyada herhangi bir panik ve endişe durumu yaşamasına engel olur. Aynı şekilde annenin tüm ihtiyaçlarını karşılanması çocuğun tümgüçlü yanılsaması ile ilgilidir. Bu evrede çocuk kendi iç dünyasında bir yanılsama içinde yaşamaktadır. Annenin bakımı ve ilgisiyle yavaş yavaş ilgisi dış dünyaya çekilmeye çalışılır.   

Normal Yaşamsal Evre(2-4Ay)

Bu evrede bebek kendisi ve annesini bir bütün olarak algılamaktadır. Annesini kendisinin bir parçası olarak görür ve tümgüçlü yanılsaması içindedir. Ben ile ben olmayan ayrımı yoktur. Çocuk bir ötekinin varlığını yavaş yavaş fark etmeye başlar. İhtiyaçlarını ve bakım veren kişinin anne olduğunu bilir fakat annenin kendisiyle bir bütün olduğuna inanır. Bebek doyumun ve hazzın dışarıdan geldiğini ayırt etmeye başlar. Bebek bu dönemde dış dünyayı fark edip dikkatini çekse de ilgisi daha çok annenin üzerindedir. Bebeğin bu dönemde anneyle kurduğu ilişki ve annenin bu ilişkiye yaptığı yatırım çok önemlidir. Bu dönemde anneyle kurduğu duygusal bağ ileriki dönemlerde insanlarla kuracağı bağların ve ilişkilerin temelini oluşturur.

Mahler’e göre normal otistik evre ve normal yaşamsal evrede yaşanan herhangi bir sorun veya engellenme durumlarında sağlıklı bir çocuk psikotik olabilmektedir.

Ayrılma – Bireyleşme Evresi (5-30 ay)
İlk Alt Evre- Farklılaşma ve Beden İmgesinin Gelişimi (3-8 ay)

Bu dönemde eğer bir önceki dönemde anneyle sağlıklı bir ilişki kurulduysa bebek annenin kucağından ayrılmaya başlar ve yabancılara karşı bir merak gelişir. Çocuk uyanık olduğu zaman çevresini ve olup bitenleri büyük bir dikkatle inceler. Annenin her bir hareketini, yüzünü inceler ve annenin eline koluna, yüzüne, bedenine temas eder.  Anneyle diğer insanların ayrımını yapmaya başlayan çocukta yabancı anksiyetesi gelişir. Bebek yabancılara karşı merak, heyecan ve korkunun içinde olduğu bir kaygı geliştirir. Dışarıya karşı bir merak geliştirse de annenin dizinin dibinden pek uzaklaşmazlar.

İkinci Alt Evre-Uygulama (10-15 ay)

Bu evre erken ve uygun zamanlı iki alt evreye ayrılmıştır. Erken evrede çocuk daha çok emekleme dönemindedir ve ne kadar çok anneyle ilgileniyor gözükse de kendi benliğine yönelmiş durumdadır. Anneye olan ilgisi dışarıya doğru kaymış durumdadır. Bebek kendi yeteneklerine, bedenine ve başarabildiği şeylere odaklanır. Uygun zamanlı evrede çocuk ayaklanmaya başlar ve anneye karşı kayıtsızdır. Kendi gücünü keşfetmeye çalışan bebek el, kol ve bacaklarını kullanır, hareketler yapar ve yeteneklerini geliştirmeye çalışır. Bu evrede de çocuk tamamen dış dünyaya yönelmiş durumdadır. Kendini keşfetmeye başlayan bebeğin kimlik oluşumu için önemli bir adımdır. Başarabildiği şeylerle gittikçe özgürleşen çocuk iyice bireyselleşmeye başlar.

Üçüncü Alt Evre-Yeniden Yakınlaşma (15-22 ay)

Bir önceki evrede kendi yeteneklerine ve yapabildiği şeyleri keşfetmeye çalışan çocuk kendisine ve dışarıya yönelmişti. Bu evrede ise çocuk tekrar anneye yönelmiş durumda. Diğer evrede keşfettiği yeteneklerini, deneyimlerini anneye göstermeye ve onunla paylaşma isteği var. Çocuk annenin nerede olduğunu, ne yaptığıyla ilgilenir ve sürekli onu takip eder. Ayrıca çocuğun kendi istekleri ile annenin istekleri uyuşmadığı zaman tüm güçlülüğü, özgüveni ve büyüklüğü azalmaktadır. Kendi istekleri için anneden yeterli destek alamadığı zaman çocuk gitmek ve kalmak arasında kalır. Hem anneden uzaklaşıp özgürleşmek ister hem de gittiği zaman anneyi kaybetmekten korkar. Çocuk iki zıt durum arasında gidip gelmektedir. Bu evrede çocuğun dünyası anne dışında baba ve diğer insanlarla birlikte genişler.

Yeniden yakınlaşma krizi

Yeniden yakınlaşma krizinde çocuk bir yandan bağımsız ve güçlü olma arzusu varken bir yandan da annenin onu bir uzantısı olarak devam etmesini ister. Çocuğun tümgüçlü olma arzusu ve anneyle ayrılma kaygısı çatışma içerisindedir. Çocuk annesinin bireyleşmesine engel olacağına düşündüğü için yutulma korkusu yaşar. Ama bir yandan da anneyle birleşmek ister. Anneden ayrılmayı kabul etmeyen çocuk onu hala kendisinin parçası olarak kullanmak ister ve ayrılmayı inkar eder.

Krizin çözülmesi

Çocuk için anne sürekli bir nesne haline gelir. Anneden uzaklaşıldığı zaman veya anne bir yere gittiğinde onun kaybolamayacağını, ulaşılabileceğini ve geri geleceğini bilir. Annenin ulaşılabilir olması çocuğun gölge gibi takip etmesini ve ayrılma kaygısını azaltır. Böylece aralarındaki güven duygusu giderek gelişir.

Dördüncü Alt Evre-Bireyleşmenin Sağlamlaştırılması ve Nesne Sürekliliğinin Başlangıcı (22-30 ay)

Ayrılma bireyleşme sürecinin son alt evresidir. Bu evrede çocuk kendi bireysel benliğini oluşturur. Nesne sürekliliği oluşur yani anne çocuk için kalıcı bir nesne haline gelir. Anneyi iyi ve kötü değil de bir bütün olarak algılar. Gözlemlediği nesneler arasındaki farkları ayırt etmeye başlar ve bu nesneler için zihninde farklı imgeler oluşur. Çocuk artık kendi bedeni üzerine düşünen bir varlık haline gelir. Cinsel farklılıkları fark eder. Kendi duygularının farkına varır ve diğer insanların duyguları arasındaki ayrımı yapmaya başlar. Önceki evrelerde ve bu evrede biriktirdikleriyle kendi kimliğini oluşturur.

                                                                                                                                     HALİME ÇİÇEK

KAYNAKÇA

James F. Masterson, M.D, (2008) KİŞİLİK BOZUKLUKLARI, İstanbul, Litera yayıncılık

Demircioğlu, Z. I., Demir, K., Fuçular, E. E., Sülüngür, O., YALÇIN, S., & Topcu, M. (2018). Mahler’in Ayrışma-Bireyleşme Kuramına Göre Küçük Kara Balık Kitabı’nın İncelenmesi. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 5(2), 72-93.

Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın Balıkesir Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Isparta Mersin İstanbul İzmir Kars Kastamonu Kayseri Kırklareli Kırşehir Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Kahramanmaraş Mardin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Şanlıurfa Uşak Van Yozgat Zonguldak Aksaray Bayburt Karaman Kırıkkale Batman Şırnak Bartın Ardahan Iğdır Yalova Karabük Kilis Osmaniye Düzce psikolog,İstanbul’un ilçeleri; Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu’dur.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Yorumlar