Paranoid-Şizoid Konum

Psikohelp

Paylaş

Nesne ilişkileri Kuramı’nın kurucusu Melanie Klein bebeklerin gelişiminin paranoid-şizoid konum ve deperesif konumdan geçtiğini söyler. Bebek paranoid-şizoid konumda (0-3 ay) iken bir bütünlüğü yoktur. Her şey onun için ayrı ayrı ve parçalar halindedir. Bir olayları, insanları tek bir parça içinde göremez. Bebek ilk dünyaya geldiğinde dağınık bir haldedir. Anne karnında var olan ortamı arar. Annenin görevi burada bebeğe anne karnında ve dış dünya arasındaki dengeyi korumak. Böylelikle anne bebeğin bütün ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılar. Bebeğin ihtiyaçlarına uyum gösterir. Bu da bebeğin tümgüçlü yanılsaması yaşamasına neden olur. Yani anneyi kendisinin bir parçası olarak görür. Ona göre her şey onun kontrolü altındadır. Annenin zamanla verdiği bakımı azaltmasıyla bebek onun kendi kontrolü altında olmadığını hissetmeye başlar. Bu da annenin onun bir parçası olmadığı anlamına gelmektedir. Anne ve memenin ona ait olmaması bebeğin tek başına kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı anlamına gelmektedir. Dışarıya ait olan bir nesne onun ihtiyaçlarını karşılıyor. Annenin kendisine ait bir nesne olmadığını kabullenemeyen bebekte yok etme, sahip olma ve kontrol etme temelinde olan saldırgan dürtüleri kendini gösterir. Kendisinin kötü tarafı olan bu saldırgan dürtüleri sahiplenmeyen bebek ilkel savunma mekanizmalarıyla bunları kendinden uzaklaştırır. Bebek bu düşmanca dürtüleri yansıtmalı özdeşim savunmasıyla kendinden ayırır. Kendinden ayırdığı kötü tarafını dışsallaştırır. Saldırgan dürtülerini dışarıya yansıttığı için kötü tarafın dışarıda var olduğunu hisseder ve dışarıya karşı tehlike bekleme, yok edilme gibi paranoid korkular geliştirir. Bebeğin dışarıya karşı olan paranoid korkuları kendi içindeki saldırgan dürtülerin yansımasıdır.

Bebek kendisinden uzaklaştırdığı benliğinin kötü taraflarını anneye yükler ve bölme savunma mekanizması ile iyi ve kötü nesneyi birbirinden ayırır. Onun için ihtiyaçlarını karşılayan ve karşılamayan olarak iyi ( iyi meme ) ve kötü ( kötü meme ) nesne vardır. Bu iki nesne onun için asla aynı kişi değildir. Bir yandan nefret ettiği kötü meme diğer yandan da sevgi ve şükran duyduğu iyi meme vardır. Tam tersi bir şekilde bebek iyi memeye karşıda nefret duyabilir. Bu da o memenin kedisine ait olmamasından dolayı duyduğu hasetten gelir. Bebek nesneyi nasıl bir bütün halinde görmüyorsa kendi benliğine aitte bir bütünlük yoktur. Kendiliği bütünleşmemiş bir haldedir. Bebek nasıl kendisindeki kötü tarafı dışsallaştırıyor ise iyi olan her şeyi de içselleştirir. Kendisinde sadece iyi yönleri toplar kötü yönlerini ise kabul etmeyip kendinden ayırır. Kendisi sadece iyi, güzel olan şeyleri temsil eder. Kötü ve düşmanca yönler ise dışarıdan gelir. Bu da dışarıdan bir tehlike gelecekmiş gibi paranoid korkular geliştirmesine neden olur. Bebek için hem kendisinin hem de bakım veren nesnenin bir benlik bütünlüğü yoktur.

Paranoid-şizoid konumda olan bebek iyi ve kötü tarafı birbirinden ayırır ve kendisinde var olan kötü yönü ise dışarıya yansıtarak ilkel savunmalar kullanır. Bebeğin yavaş yavaş annenin ona ait olmadığını ve anneye yansıttığı birçok kötü tarafın aslında ondan geldiğini fark etmesiyle depresif konuma girmeye başlar.

Eğer bebeğin egosu güçlenmez ise bebek paranoid-şizoid konumda iken hissettiği ama bir türlü kabul etmediği gerçeklerle yine baş edemez ve ilkel savunmalar kullanmaya devam eder. Bu da demek oluyor ki depresif konuma giremeyen bebek ileriki yaşlarında da sık sık bölme, inkar ve yansıtmalı özdeşim gibi ilkel savunmalar kullanacaktır. Onun için her zaman iyi ve kötü hep uçlarda olacak. Bu yüzden insanları sık sık idealize ve değersizleştirecektir. Sürekli dışarıdaki insanları suçlayan ve kendisinin kurban olduğu senaryolar üretecek. Bebeğin veya insanların olgun savunmalar kullanabilmeleri için güçlü bir egoya sahip olmaları gerekiyor. Güçlü bir egoya sahip olan bebek iyi ve kötü olarak atfettiği nesnenin aynı kişi olduğunu ve annesine yüklediği kötü ve olumsuz yönlerin bazılarının kendisinden geldiğinin fark eder. Bu gerçekler ne kadar rahatsız edip kaygılandırsa da onlarla daha olgun savunmalarla baş etmeye çalışır.

                                                                                                                  HALİME ÇİÇEK

KAYNAKÇA

Gündoğan, H. (2016). Nesne İlişkileri Kuramı Çerçevesinden Borderline (Sınır) Kişilik Örgütlenmesine Bakış: Vaka Örneği ile Psikoterapi Sürecinin Yorumlanması. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi3(2), 1-16.

Ünal, S. (2008). “Nesne İlişkileri Kuramı. Güncel Klinik Psikiyatri2.

Beyza, Ü. N. A. L. Depresif Kişiliklerle Psikoterapide Olumlu Duyguların Nesne İlişkisel İncelenmesi. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi2(3), 14-28.

M. Klein,( 2021) Haset ve Şükran, Metis yayınları/ Ötekini dinlemek, İstanbul, ISBN-13: 978-975-342-231-4

Alt Başlıklar


Alt başlık bulunamadı.

Yorum Yap

Yorumunuz değerlendirmeye alındı.

Yorumlar

Hem Online Terapi hem yüz yüze Terapi Seçenleri

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero
heroheroheroherohero
50bin +

kullanıcı Psikohelp'e güveniyor

Yardım

Canlı Destek

Bize Ulaşın

0 (212) 216 23 67

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero

© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır

0 (212) 216 23 67

Sorularınız mı var? Bizimle Konuşun
Yardımcılarımızdan birini seçerek devam edin
Canlı Destek 1
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 2
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 3
Canlı Destek
Aktif