Yapısal Aile Terapisi
Psikohelp
Paylaş
Aile Hayatının Örgütlenişi Aile terapisini güçleştiren nedenlerden biri, ailelerin genellikle birbirlerini öngörülemeyen güçlü şekillerde etkileyebilen bireylerden oluşuyor gibi görünmesidir. Yapısal aile, bu etkileşimlere düzen ve anlam getiren bir çerçeve ortaya koyar. Yardım için gelen aileler genelde belirli bir sorun konusunda endişelidir. Bu sorun yaramazlık yapan bir çocuk ya da bir çiftin yaşadığı geçimsizlik olabilir. Aile terapistleri tipik olarak bu sorunların ayrıntılarından öteye, ailenin bu sorunları çözme girişimlerine bakar. Bu da etkileşim dinamiklerini ortaya çıkarır. Yaramazlık yapan çocuğun anne babası onu hep azarlıyor, buna karşılık hiç ödüllendirmiyor olabilir. Çift bir kaçan kovalayan dinamiğine kapılmış olabilir, belki de konuşmaları sürekli tartışmaya dönüşmektedir. Yapısal aile terapisi, söz konusu etkileşimleri destekleyen ve sürdüren genel örgütlenmenin anlaşılmasını bu dengelere ekler. “Azarlayan anne baba” durumunda biri çocuğuyla iç içe geçmiş, diğeri dışarıda kaldığı için öfkeye kapılmış ve böylece birbirlerine köstek olmaya başlamış bir çift söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, yapısal sorun ele alınıp anne baba arasında gerçek bir ortaklık ilişkisi geliştirilmediği sürece, etkili disiplini teşvik etmeye yönelik girişimler büyük olasılıkla başarısız olacaktır. Benzer şekilde çift ilişkilerine giren çocuklar ya da akrabalarla aralarına bir sınır çekmediklerinde büyük olasılıkla bu ilişkiyi iyileştiremeyeceklerdir. [caption id="attachment_57964" align="alignleft" width="640"] Yapısal Aile Terapisi[/caption] Kuramsal Yaklaşımlar Yapısal aile kuramının temel bileşenleri üç unsurdan oluşur: yapı, alt sistemler ve sınırlar. Aile yapısı, ailenin alt sistemler halinde örgütlenmesini ve sınırların bu alt sistemler arasındaki etkileşimi nasıl düzenlediğini anlatır. Aile içi etkileşimler yinelendikçe, kalıcı örüntüler oluşması yönündeki beklentilerde güçlenir. Örüntüler yerleştiğinde aile üyeleri ellerinin altındaki davranış yelpazesinin yalnızca küçük bir bölümünü kullanmaya başlar. Bebek ilk defa ağladığında ya da çocuk ilk defa otobüsünü kaçırdığında kimin ne yapacağı açık değildir. Yük paylaşılacak mı? Bir tartışma mı yaşanacak? İşin büyük bölümü bir kişinin omuzlarına mı yüklenecek? Buna karşılık, kısa süre içinde örüntüler kurulur, roller dağıtılır ve olaylar birbirine benzemeye, öngörülebilmeye başlar. “Kim ne yapacak?” Sorusunun yerini “Büyük olasılıkla o...” ya da “O her zaman...” kalıpları alır. Aynı zamanda aile üyelerinin karşılıklı ve tamamlayıcı işlevleri vardır. Genellikle bunlar o denli yerleşmiştir ki, kökenleri unutulur ve birer seçenek olarak değil, zorunluluk olarak görülmeye başlarlar. Aileler görüşme odasına girip yapılarına ellerinize teslim etmezler. Görüşme odasında kaos ve karmaşa içinde girerler. Alt metni sizin keşfetmeniz gerekir ve bunun dayatma bir alt metin olmadığından, doğruluğundan ve bizzat bulup ortaya çıkardığınızdan emin olmanız gerekir. Bu da iki şeyi ortaya koyuyor: yapıyı açıklayan kuramsal bir sistem ve aileyi iş başında görmek. Ailede anne ya da babanın olmadığını görmek veya ortanca çocukla ilgili bir sorun olduğunu öğrenmek yapıyla ilgili hiçbir şey söylemez. Bu örneği ele alalım bir anne telefonda 15 yaşındaki oğlunun davranışlarından yakınıyor anne ilk seansta kocası oğlu ve diğer üç çocuğu ile birlikte gelmesi söyleniyor. Geldiklerinde anne oğlunun birkaç küçük yaramazlığından dem vuruyor çocuk sözünü kesip annesinin sürekli onunla uğraştığını, onu rahat nefes aldırmadığını söylüyor. Kendiliğinden ortaya çıkan bu söz dalaşı anne ile oğul arasında yoğun bir müdahale ilişkisi olduğunu, bu yoğunluğun çatışmadan da kötü olduğunu gösteriyor. Yine de bu hikâyenin yalnızca bir bölümü çünkü ne baban ne de diğer çocuklar sahneye henüz çıkmadılar aile yapısındaki rollerini görebilmek için onları da sahneye çıkmasını sağlamak gerekiyor baba karısının tarafını tutarken kaygısız bir tutum sergilerse annenin oğluydu aşırı ilgilenmesinden kocasının kayıtsızlığı ile ilişkili olduğu düşünülebilir. Küçük yaştaki çocuklar annelerini destekler ve ağabeylerinin kötü olduğunu söylersen bütün çocukların anne yakın olduğu ve bir noktaya kadar yakın ve söz dinler bir noktadan sonra ise yakın ancak söz dinlemez oldukları düşünülebilir. Aileler alt sistemlere ayrılır. Bu at sistemler kişiler arası sınırların çizdiği kuşak, cinsiyet ve işlev farklılıklarına dayanır. Bu sınırlar da başkalarıyla teması düzenleyen görülmez çizgilerdir. Yemek saatinde telefonla konuşmayı yasaklayan bir kural, aileyi dışarıya karşı koruyan bir sınır oluşturur. Anne baba konuşurken çocukların araya girmesine göz yumarsa, kuşakları birbirinden ayıran sınır erozyona uğrar ve çift ilişkisi anne babalık ilişkisine dönüşür. Sınırlar tarafından yeterince korunmayan alt sistemler, ilişki becerilerinin gelişmesini engeller. Anne baba, çocuklar arasındaki kavgaları sürekli müdahale edip arabuluculuk yaparsa, çocuklar kendileri için mücadele etmeyi öğrenemez. Düğümlenmiş alt sistemler yakınlık ve destek olana verir, ancak bunun bedelini bağımsız kendine yeterliliğin ortadan kalkmasıdır. Düğümlenmiş anne babalar çocuklarını çok zaman ayırır ve onlar için birçok şey yapar ancak bu çocuklar bağımlı hale gelir kendi başlarına hareket edemezler ve aile dışındaki ilişkilerle sorunlar yaşarlar. Çiftin aynı zamanda tamamlayıcı karşılıklı destek örüntüleri geliştirmesi gerekir bazı örüntüler geçicidir ve sonradan değişebilir örneğin, eşlerden biri eğitimini Tamamlarken diğeri para kazanabilir. Diğer örüntüler ise daha kalıcıdır. Abartılı tamamlayıcı roller kişisel gelişimin önüne geçebilir; ılımlı tamamlayıcılık ise karşılıklı destek ve teşvik yolunda işlevlerin bölüşülmesini sağlayacaktır. Eşlerden biri hastayken diğer onun rolünü üstlenir. Eşlerden birinin hoşgörülü yapısına, diğerinin kuralcı hepsini dengeleyebilir. Birinin coşkulu yapısı diğerinin buzdağına eğitebilir. Tamamlayıcı örüntüler tüm çiftlerde görülüyor bu örüntüler işlevsiz alt sistemler yaratacak denli katı olduklarında ise sorunlar baş gösterir. Eşlerin oluşturduğu at sistemde, aynı zamanda onları anne babalarından, çocuklarından ve diğer aile dışı kişilerden ayıran sınırların çizilmesi gerekir. Çocukların dünyaya gelmesiyle birlikte karı kocanın birbirlerini desteklemek için gereksinim duydukları alandan vazgeçmesi ise çok Sık görülen bir durumdur. Net bir sınır, çocukların anne baba ile etkileşim içine girerken alt sisteminin dışında kalmasını sağlar. Anne baba ve çocuklar birlikte yemek yer, birlikte oynar ve yaşamlarının büyük bir bölümünü birlikte geçirir ancak eşler arasında paylaşılması gereken bazı işlemlerde söz konusudur. Karıkoca baş başa zaman geçire bilirse, konuşabilir, Arada sırada dışarıda baş başa yemek yemeğe çıkabilir, kavga edebilir ya da sevişe bilirse, sevgi dolu bir çift olmayı sürdürebilir ve bu durum anne babalık işlevlerini de güçlendirir. Net sınırlar çiftin özel ilişkisini koruduğu gibi, aynı zamanda anne babanın önderlik konumunda olduğu hiyerarşik yapıyı da destekler. Normal Aile Gelişimi İki insan bir araya gelip çift olduğunda, bu yeni birlikteliğin yapısal gerekleri uyum sağlama ve sınırlar oluşturmadır. Uyum sağlama sürecindeki çift, onları düş dünyadan ayıran sınırın yanı sıra kendi aralarındaki sınırın doğası üzerine de uzun uzlaşmalıdır. İş yerinde iken birbirine sık sık arayan, kendi arkadaşları ya da bağımsız etkinlikleri olmayan ve birbirlerini iki ayrı birey olarak değil, bir ikili olarak görmeye başlayan eşler arasındaki sınır dağınıktır. Birlikte çok az zaman geçiren, yatak odaları ayrı olan, tatilleri ayrı ayrı çıkan, ortak hesapları olmayan ve işlerine ya da dış ilişkilerini aralarındaki ilişkiden daha fazla yer ayıran çiftler arasında ise katı bir sınır bulunmaktadır. Erkek arkadaşlarıyla golf oynamak istediğinde kadın kendini terk edilmiş hisseder. Kadın konuşmak istediğinde erkek spor programlarını izlemek ister. Erkek kariyerini odaklanır kadın ilişkiye odaklanır. Her ikisi de karşı tarafın makul davranmadığını düşünür. Çocuğun doğması, yeni ailenin yapısında bir anne baba alt sistemi ve çocuk alt sistemine dönüştürür. Kadın üç kişiden oluşan birime bağlanma süreci gebelik döneminde başlar, çünkü karnında taşıdığı bebek yadsınamaz bir gerçektir. Kocası ise ancak çocuk doğduktan sonra kendini bir baba gibi hissetmeye başlar. Çoğu erkek bebekler onlara tepki verebilecek yaşa gelene dek babalık rolünü kabullenemez. Dolayısıyla, çocuklar sağlıklı ailelerde bile büyük bir stres ve çatışma potansiyeli yaratır. Annenin yaşamındaki değişiklik genellikle babanınkinden çok daha fazla derindir. Davranış Bozukluklarının Gelişimi Sağlıklı aileler değişen koşullara uyum sağlar; uyum yeteneği daha zayıf olan aileler katılık düzeyini artırır ya da artık işlevsel olmayan yapıları sarılır. Kopuk ailelerde sınırlar katıdır ve aile gereksinim duyduğu desteği alamaz. Yapısal bakış iki önemli noktayı öne çıkarır. Yalnız bir anne, iki haftadır okula gitmediğini öğrendiği zaman 12 yaşındaki oğlunu kliniğe getirmişti terapist okula gitmediğini fark etmek için uzun bir süre değil mi bu? Birincisi, anne ile çocuk arasındaki kopukluk anne ile okuldaki yetkililer arasındaki kopukluktan daha önemli değildir. İkinci olarak da yapısal bir çözümleme oğlunun hayatında olup bitenlerden habersiz olduğu için anneyi suçlamak gerektiğinin anlaşılmasına katkıda bulunabilir. Oğlundan kopuksa onu meşgul eden nedir? Belki de yalnız bir anne olmanın getirdiği mali yükün altında ezilmektedir. Belki de hala kocasının ölümünün yasını tutuyordur. Burada anımsanmasını gereken nokta şudur eğer bir kişi ilişkisinden kopukluk yaşıyorsa onu meşgul eden başka bir konu var demektir. Düğümlenmiş ailelerde sınırlar dağınıktır ve aile üyeleri birbirlerine bağımlı hale gelirler. Müdahaleci anne babalar çocuklarının gelişimine ket vurarak ve kendi sorunlarını çözme yeteneklerini köstek olarak güçlük yaratırlar, hemen müdahale eden bir babadan ve aralarındaki düğümlenmiş ilişkiden söz edilir burada sorun elbette, anne babanın çocuklar arasındaki Tartışmaları hemen sonlandırılması ve çocukların kendi adlarına mücadele etmeyi öğrendim demesidir. Belirli alt sistemlerin düğümlenmiş ya da kopuk olduğunu söylemek doğru olur. Değişim korkusunun en sık rastlanan ifadesi çatışmaktan kaçınmadır. Bu durumdaki aile üyeleri, aralarındaki anlaşmazlıkları ele almaktan kaçınırlar. Kopuk bireyler çatışmadan kaçınmak için teması en alt düzeye indirir; düğümlenmiş bireyler aralarındaki farklılıkları yadsıyarak ve sorunları çözmeye gerek kalmadan duyguların boşalmasını sağlayan sürekli çekişme yoluyla çatışmadan kaçınır. Yine sık karşılaşılan diğer bir örüntü de anne babanın çocuk üzerinden tartışmasızdır. Baba, annenin aşırı hoşgörülü davrandığını; anne de babanın çok katı olduğunu söyler. Baba kendini geri çekebilir ve Buda annenin onu kayıtsızlığı yüzünden eleştirmesine yol açabilir ve bu da babanın kendini daha fazla geri çekmesiyle sonuçlandır. Boşanmış ya da dul kalmış anne ya da baba yeniden evlendiğinde, yapısal uyum gerektiren önemli bir çalkalan mı yaşanır. Bu tip karma ailelerde ya sınırlar yeniden ayarlanır ya da kısa süre içerisinde geçiş çatışmaları patlak verir. Boşanma yaşadığında anne ve çocukların ilk önce boşanmış çifti birbirinden ayıran Net sınırlar oluşturan, ancak baba ile çocuklar arasında bağlantıyı izin veren yapıya uyum sağlamayı öğrenmesi gerekir. Bazen anne ve çocuklar üvey babayı, yeni anne baba alt sistemine ortak olarak kabul etmekte zorlanır. Çocuk yetiştirme konusunda fikir alışverişinde bulunacak yeni bir partneri olarak görünmesi gereken yeni ebeveyn, işleri doğru bir şekilde yapmayı öğrenmesi gereken bir yabancı muamelesi görebilir. Yapısal aile sorunlarının önemli bir yönü ve bir üyedeki semptomların yalnızca bu kişinin etkileşimlerini değil, aynı zamanda aile içindeki ilişkileri de yansıtıyor olmasıdır. Eğer 16 yaşındaki John ne depresyondaysa, annesiyle arasındaki ilişkinin düğümlenmiş olup olmadığını öğrenmek önemlidir. Annenin ondan kesin itaat beklediğini ve ne bağımsız düşünmesine ne de aile dışında ilişkiler kurmasına izin verdiğini öğrenmek, depresyonunu açıklamaya katkıda bulunabilir. Öte yandan, bu aile sisteminin yalnızca bir kesit eder. Peki, anne çocuk ulan neden düğümlenmiştir? Kocasıyla arasındaki ilişki kopmuş olabilir. Yeni arkadaşlar edinememiş bir dolu olabilir. Belki de Johnny’nin depresyonlu çözmenin en iyi yolu, annesinin yaşamındaki yakınlık gereksiniminde başka yetişkinlerle gidermesine yardımcı olmaktır. Sorunlar aile yapısının bütününün bir işlevi olduğu için, bütün grubun değerlendirmeye alınması önemlidir. Terapinin Hedefleri Yapısal terapistlere göre sorunların sürme nedeni ailedeki işlevsiz örgütlenmedir. Bu nedenle terapinin amacı da aile yapısının Ailenin yaşadığı sorunları çözmesini sağlayacak şekilde değiştirmesidir. Yapısal sorunlar, değişen koşullara uyum sağlayamama olarak görürler. Terapistin yapması gereken, danışan ailelerin zaten darında olan etkinleştirilmemiş uyumsal yapıları harekete geçirmektir. Yapısal aile-pistleri aile üyelerinin yapılarını değiştirmesine yardım etmek için aile altı sistemine katılır. Sınırları değiştiren, alt sistemleri yeniden düzenleyen terapist her bir aile üyesinin davranış ve deneyimini de değiştirilmiş olur. Terapist sorunları çözmez; bu, ailenin kendi işidir. Terapist aynen işleyişinin değiştirilmesine, böylece aile üyelerinin kendi sorunlarını çözmesine yardım eder. Her aile kendine özgü olsa da bazı sorunlar ortaktır ve tipik yapısal hedefler bulunur. Bunların en önemlisi etkin bir hiyerarşinin oluşturulmasıdır. Anne babanın iradeyi ele alması beklenir, çocuklarla onların eşitlik gibi ilişki kurması değil. Diğer bir ortak hedefte anne babanın birlikte bir yönetici at sistemi olarak İşlenmesidir. Düğümlenmiş ailelerde hedef, bireyleri ve alt sistemleri çevreleyen sınırları güçlendirerek, bunlar arasında ayrım oluşturmaktır. Kopuk ailelerde ise hedef, sınırları daha geçirgen yaparak teması arttırmaktır. Davranış Değişiminin Koşulları Yapısal aile, aile yapısını değiştirebilecek alternatif etkileşim örüntülerini açarak davranışları değiştiler. Burada söz konusu olan yeni yapıların yaratılması değil uykudaki yapıların canlandırılmasıdır. Terapist aileye katılarak esneklik alanları bulup ortaya çıkararak ve daha sonra da örtük yapısal seçenekleri etkinleştirerek değişimi yaratır. Aileye katılan terapist böylece ailenin içine girmiş olur; ailenin tarzına uyum sağlayarak kendine bir destek noktası sağlar ve yeniden yapılandırıcı taktikleri de aile yapısına dönüştürür. Genellikle aileleri zorlayan ve onları değişmeye teşvik eden dramatik sorgulamalar içeren yeniden yapılandırma çalışması, ancak terapist aileye başarılı bir şekilde katıldıktan sonra başlanmalıdır. Birinci görev, ailenin kendi sorunlarını nasıl gördüğünü öğrenmektir. Bu doğrultuda, terapist ailenin sorunlarını anlatmak için kullandığı sözcükleri nasıl bir araya getirdiğini ve sorunları ortaya koyan davranışlarını takip eder. Daha sonra da bunları aile yapısı anlayışına dayanan tek bir formüle dönüştürecek şekilde yeniden Çerçevelendirir. Yapısal aile terapisi diğerlerinden ayıran özellik, yeniden çerçevelendirme yapabilmek için terapi seansları sırasında canlandırmalara başvurulmasıdır. Bu özellik yapısal aile terapisinin olmazsa olmaz bir parçasıdır: Aile içi etkileşimler seans bağlamının tam içinde gözlemlenmeli ve değiştirmelidir. Yapısal terapistler gördüklerim üzerinde çalışır, aile üyelerinin anlattıkları üzerinde değil. Yapısal terapi iki tip seans içi etkileşim üzerinde yoğunlaşır: canlandırmalar ve anlık davranışlar. Terapist aileyi belirli bir sorunu nasıl ele aldıklarını ortaya koymaya teşvik ettiğinde canlandırma gerçekleşir. Canlandırma genellikle terapistin belirli alt gruplara belirli bir konuyu tartışmalarını önermesi ile başlar. İlk olarak, terapist sorunu Belirler ve tanımlar. Örneğin annenin kızıyla konuşurken sanki yaşıtmış gibi konuştuklarını ve küçük erkek kardeşinle iletişimin dışında kaldığını gözlemler. İkinci olarak canlandırmayı yönlendirir. Örneğin, terapist anne ya “bu konuyu çocuklarınızla konuşun” der. Üçüncüsü ve en önemlisi de terapistin, aileyi canlandırmayı değiştirmeye yöneltmesidir. Anne çocukları ile konuşurken Önemli kararlar alma sorumluluğundan kaçınıyorsa, ayrı canlandırmaya devam ederken terapist onu bu doğrultuda yönlendirecektir. Terapistin bütün hamleleri ailenin önüne yeni Seçenekler koymalı, daha üretken iletişim seçenekleri sunmalıdır. Canlandırma kesintiye uğradığında terapist iki müdahaleden birini yapar: ya neyin yanlış gittiği üzerine bir yorumda bulunur ya da aileyi devam etmeye teşvik eder. Psikolog Tuğba DUMAN
Psikohelp Uygulamasını İndirin
kullanıcı Psikohelp'e güveniyor
Psikohelp Uygulamasını İndirin
© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır
0 (212) 216 23 67