Aşk Üçgeni Teorisi

Psikohelp

Paylaş

aşk-kalp-beyin

Aşık olduğumuzu nasıl anlarız? Bir çoğumuz aşık olduğumuz anlarda karnımızda kelebeklerin uçuşması, kalbimizin hızlı hızlı atması, gözlerimizin aşık olduğumuz kişiden başka kimseyi görmemesi, hep aşık olduğumuz kişinin yanında olma isteği, onu düşünmeden edememe gibi fiziksel ve psikolojik bir takım süreçle yaşıyoruz. Ancak aşk, bu hissettiklerimizden çok daha fazlasını içeren, göründüğünden çok daha karmaşık olan bir durumdur. Aşk tüm diğer duygular gibi beyinde yaşanan bir duygudur.

Aşık olan beyinde neler oluyor?

Aşk için sahnede olan hormonlarımız noradrenalin, dopamin ve serotonindir. Noradrenalin korkuda ve kaygıda olduğu gibi aşık olanın beyninde sentezlenen bir hormondur. Bu hormon aşkın ilk aşamalarında salgılanan bir hormondur. Dopaminin kişiye haz, coşku ve sevinç verdiğini, diğer taraftan bu odaklanmadan kaynaklı gerçeği değerlendirmeyi kaybetmeyi de beraberindegetirir. Noradrenalin ise çarpıntı, el titremesi, yüz kızarması, gözbebeklerinde büyüme gibi belirtilerle kendini gösterir tıpkı korku ve kaygıda olduğu gibi. Serotonin hormonunna gelecek olursak da bu mutluluk hormonu olduğunu biliriz. Serotonin yan etkisi ise saplantılarımıza sebebiyet veriyor. Bu evrenin bir süre sonra geçmesi aşkın ömrünün varlığını ispatlıyor. Saplantılı, olmak gerçeğin değerlendirilmesinin bozuluyor olması, çarpıntının ve el titremesini gibi belirtilerin sürekli devam etmesi insan sağlığına zararlıdır. İşte bu yüzdendir ki aşkın ilk dönemlerinde pembe gözlüklerimizi takmamızı sağlayan bu hormonlar bir süre sonra dinmeye başlar. Çünkü insan beyni bu kadar yoğun düzeyde hormonla yaşayamaz. Beynimizi de anladıktan sonra hangi aşk tipine girdiğimize gelin birlikte mercek altına alalım.

Robert Sternberg’in aşk üzerine teorisinde aşkın ve ilişkinin boyutlarını üçgen teorisiyle açıklıyor. Çünkü ona göre aşk; bağlılık, yakınlık ve tutkunun kombinasyonlarından oluşan türleri bulunmaktadır. Yakınlık kelimesi yakın olma ve sırları paylaşma hislerini içerir. Tutku ise cinsel ve romantik çekim öğelerini barındırır. Bağlılık da bir ilişkiyi ileri boyutlara taşımak sorumluluk, planlama, inisiyatif alma gibi öğeleri içerir.

Kimi zaman ilişkinizi arkadaşlarınızın ilişkisiyle kıyaslarken “bizde tutku var ama çok şey paylaşamayız”, “biz iki çok yakın arkadaş gibiyizdir sevgilimle” veya biz birbirimize çok aşığız çünkü hem duygusal hem de fiziksel olarak birbirimizi çekiyoruz” cümleleriyle kendi ilişkinizin onlarınkine nazaran çok farklı olduğunu düşünebilirsiniz. Bu farklılığı ‘Aşk Üçgeni Teorisi’ açıklar.

Şekilde de gördüğünüz gibi:

Aşk Üçgeni

-Sadece yakınlığın olduğu aşk için; bir kişinin bir bağlılık, sıcaklık ve yakınlık hissettiği ancak yoğun tutku veya uzun vadeli bağlılık hissetmediği gerçek arkadaşlıkları karakterize eder.

- Sadece tutkunun bulunduğu delicesine aşk için; "ilk görüşte aşk" olarak hissettiğimiz aşktır. Ancak yakınlık ve bağlılık bileşenleri olmadan oluşan aşk aniden ortadan kaybolabilir.

- Sadece bağlılığın bulunduğu boş aşk; bağlılığın sürdüğü, ancak samimiyet ve tutkunun öldüğü boş aşka dönüşür. Görücü usulü evliliklerin yaygın olduğu kültürlerde ilişkiler genellikle boş aşk olarak tanımlanmaktadır.

- Romantik aşk; duygusal ve fiziksel olarak tutkulu uyarılma yoluyla birbirine bağlı olanlarda görülür. Bu ilişkide yakınlık öğesi eksiktir.

-Dostça aşk için, tutkunun eksik olduğu, ancak derin bir sevgi ve bağlılığı olan evliliklerde sıklıkla bulunur. Hiçbir cinsel veya fiziksel arzu olmadan hayatınızı paylaştığınız biriyle kurduğunuz kişisel bir ilişkidir. Ekstra bağlılık unsuru nedeniyle arkadaşlıktan daha güçlüdür. Aile üyeleri arasında çok fazla zaman geçirenler arasındaki sevgi gibi, bir tür arkadaşlık sevgisidir.

- Aptalca aşk için, yakınlık olmadan, bağlılığın büyük ölçüde tutkuyla motive edildiği mantığın olmadığı bir ilişkidir.

aşk

- Mükemmel/Tamamlanmış aşk, birçok insanın ulaşmak için çabaladığı, ancak görünüşe göre çok azının başardığı ideal ilişkiyi temsil eden, aşkın eksiksiz biçimidir. Sternberg, mükemmel bir sevgiyi sürdürmenin, onu başarmaktan daha zor olabileceği konusunda uyarıyor. Sevginin bileşenlerini eyleme dönüştürmenin önemini vurguluyor. "İfade olmazsa," diye uyarıyor, "aşkların en büyüğü bile ölebilir". Ancak mükemmel aşk kalıcı olmayabilir. Örneğin, tutku zamanla kaybolursa, arkadaş sevgisine dönüşebilir.

Sternberg’e göre mükemmel ilişkinin üç öğeyi de dengeli bir şekilde içerip içermediği önemlidir. Yazdıklarımdan yola çıkarak aşk üçgeninde sizin aşkınız hangisi?

Psikolog Süreyya Çalık

Alt Başlıklar


Alt başlık bulunamadı.

Yorum Yap

Yorumunuz değerlendirmeye alındı.

Yorumlar

Hem Online Terapi hem yüz yüze Terapi Seçenleri

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero
heroheroheroherohero
50bin +

kullanıcı Psikohelp'e güveniyor

Yardım

Canlı Destek

Bize Ulaşın

0 (212) 216 23 67

Psikohelp Uygulamasını İndirin

herohero

© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır

0 (212) 216 23 67

Sorularınız mı var? Bizimle Konuşun
Yardımcılarımızdan birini seçerek devam edin
Canlı Destek 1
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 2
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 3
Canlı Destek
Aktif