EGO DURUMLARI DOĞASI VE İŞLEVİ - 1
Psikohelp
Paylaş
18.yüzyılın sonlarına doğru Aziz Augustinus’un ‘İtiraflar’ adlı eserinde kişiliğin bir bütün olup olmadığı tartışılır ve ‘bölünmüş kişilik’ kavramı ortaya çıkmıştır. 1880’de bu konu hem filozoflar hem de psikiyatristler tarafından tartışılıyordu.
Bir ego durumu, bileşenleri ortak bir prensip çatısı altında bir araya getirilen ve az çok geçişli olan bir sınırla diğerinden ayrılmış organize bir tecrübe veya davranış sistemidir. Ego durumları hem ego yatırımının hem de nesne yatırımının dâhil olduğu bir modeldirler. Bu model kişinin yaşamındaki bir yaşı veya bir ilişkiyi temsil edebilir. Veya bir durumla baş edebilmek için geliştirilmiş olabilir ve böylece ortak bir prensiple çevrilmiştir. Ego durumu, bir şekilde birlikte var olan ve az çok geçişli olan ortak bir sınır dahilinde bulunan kendilik ve nesne temsilleri koleksiyonudur.
Farklılaşma , diğerlerinin içe alımı ve travma gibi süreçlerin bir veya bir kaçının tecrübe edilmesiyle gelişir.
Ego durumları genelde kişi çok gençken oluşur ve asıl olarak kişiyi korumak ve onun intibakına imkan sağlamak için oluşturulduğu ortaya çıkmıştır.
İnsan kişilik gelişiminde ben ve ben olmayanı fark eder. Öznel ve nesnel tecrübeye dair bilinçli yorumlamalar yapar. Ben ve ben olmayanın farkı kişiliğin gelişiminde önemli rol oynar.
Çoklu kişiliğe sahip olan Jane rüyasında çığlık atar.Jane tecrübesinde olayın ben '' ben çığlık attım '' şeklinde olduğundan bu öznel bir tecrübedir.Lynne ,aynı vücuttaki farklı bir ego durumu ,''bir çığlık duydum'' şeklinde nesnel olarak tecrübe etmiştir.
Freud'un insanı bir nesne olarak ele aldığını fakat hem nesne hem de öznenin var olduğunu , bilinç ve bilinçdışı nasıl bir bölüme uğramışsa insanda kişilik gelişimi sürecinde özne ve nesne olarak ayrılabileceğini , tek bir parçadan değil daha çok parçadan oluştuğunu söyler.
Böyle bir ego durumun sınırları diğerlerine nazaran geçilebilir. Bu olduğundan bunu normal adapte olabilen bir ego durumu olarak düşünürüz. Sınırlar geçilemez hale geldiğinde bunu kendi içinde çoğul kişilikle oluşturan dağılma olarak adlandırırız.
Yukarıdaki şekillerde ABC’yi ego durumları olarak ele alarak bunların geçirgen olandan daha az geçirgen olana doğru sıralandığını görürüz. En soldaki üç ego durumu( ABC) çok geçirgen sınırlarla ayrılmıştır.
Bu bizim çoğu normal kişide gördüğümüz bir durumdur. Farklı durumlar, ortak olan içeriği paylaşırlar ve birbirlerinin farkındadırlar. Yaygın duygu durum değişikliği olarak kabul edilirler.
Sağ taraftaki şekillere baktığımızda sınırların daha katı bir hal aldığını görürüz. En iyi kişilik uyumunun en soldaki ( sınırları olmayan ve bu yüzden ego durumlarının ayrışmadığı) şeklin olduğunu söyleyebiliriz. Bilinçli bir şekilde zihnimizde var olan iki nesneyi birbirinden farklılaştırdığımızda ikisini karşılaştırırız ve farklarını algılayabiliriz.
En sağdaki şekilde ise iki nesne birbirinden o kadar çok ayrışmıştır ki, sadece bir tanesi bilinç dahilinde olduğundan, karşılaştırma yapmak imkansızdır. Sağ tarafta sınırlar o kadar geçilmez bir hal almış ki. Ego durumlarını segmentleri arasında paylaşılan içerik, etkileşim yok denecek kadar azdır. Birisi yönetici duruma geldiğinde, diğerlerinin varlığından haberdar değildir. Her biri aktif hale geldiğinde gerçek çoğul kişilik oluşur. Yarı geçirgen sınırlarının diğerlerine göre daha esnek olması ortada yer alan ego durumları, kısmi iletişim yaşarlar ve bazı alanları paylaşırlar. Genel olarak, gizlidirler ve aynı anda açık hale gelmezler ama hipnoz yoluyla yönetici duruma gelebilirler. Bölgedeki ego durumları arasındaki çatışmaların baş ağrısı, kaygı, uygunsuz davranışlar görülür. Bu gibi nevroz ve psikofizyolojik belirtiler görebiliriz.
Psikoterapiye yapılan en üretken ego durum kavramalarının yapıldığı alan burasıdır.
Farklı ego durumları birbirinden tamamen habersizdir. Ne kadar birbirlerinden habersizse o kadar ağırdır. Yaşamlarında kayıp zamanları vardır. Birden kendini değişik bir yerde bulur. Evinde ne zaman aldığını bilmediği eşyaları vardır. Çoğul kişiliklerin çok nadir olduğu düşünülür. Fakat bir çok vaka raporlarında; bozukluğun yaygın olmadığı ama artık nadir görülemeyeceğini de belirtirler.
KAYNAKÇA
Watkins, J. G. ve Watkins, H. H. (2015). (Z.M.Uygun, H.Sayı, çev.) Ego durumları teori ve
terapi. İstanbul: Litera Yayıncılık.
Psikohelp Uygulamasını İndirin
kullanıcı Psikohelp'e güveniyor
Psikohelp Uygulamasını İndirin
© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır
0 (212) 216 23 67