Ergenlik, Ebeveynlik ve Kimlik Gelişmi Üzerine

Psikohelp

Paylaş

Ergenlik, Ebeveynlik ve Kimlik Gelişmi Üzerine

1) Erikson’ın Kendilik Gelişimi Aşaması Olarak Ergenlik (istanbul psikolog)

Erikson’ın Psikososyal gelişim teorisine göre, gelişimin her basamağında bireyler çözmeleri gereken bir çatışma ile karşılaşırlar ve bu çatışmayı sağlıklı bir şekilde çözebildikleri takdirde davranış repertuvarlarına onlara gelişimin diğer evrelerinde de yardımcı olacak uyumlu bir davranış eklenir. Ergenlik döneminde bu çatışma kendisini kimlik çatışması olarak gösterir, ergenler bu çatışmayı çözebildikleri takdirde belirli bir değer sistemine, ideolojiye, mesleğe, ve toplumdaki çeşitli rollere kendilerini bağlayıp “ben kimim?” sorusunun yanıtını aşağı yukarı verebilirler. Kimlik çatışmasının uyumlu bir şekilde çözülememesi halinde karşımıza kimlik karmaşası dediğimiz durum çıkar. Kimlik karmaşası durumunda belirli idealler ve roller benimsenemez, bu da kişinin içinde bir boşluk, hedefsizlik ve belirsizlik gibi duygular uyandırarak uyumunu bozabilir.

Erikson’a göre ergenlikte kişinin sağlıklı bir kimlik kazanımı yaşayabilmesi için, farklı ortamlara girmesi, değişik deneyimler elde etmesi, farklı arka planlardan gelen kişilerle muhatap olması, kısacası farklı roller üstlenip bunları güvenli ortamlarda deneyimleyerek kendi kimliğini oluşturması gerekir. Ergen farklı kimlikleri yeterince deneyimleyemezse ortaya çıkan kimlik kazanımı çok da sağlıklı olmayabilir.

2) Farklı Kimlik Statüleri (beşiktaş psikolog)

Erikson, kimlik gelişimini dört kategoride inceler. Bunlardan birincisi ipotekli kimlik statüsüdür. Bu kimlik statüsüne sahip kişiler belirli ideallere ve rollere kendilerini adasalar da bu oluşturulan kimlik genelde arayışlar ve keşifler sonucuyla değil, ergenin çevresindeki önemli ötekilerin değer sistemlerini aynen benimsemesiyle oluşur. Yani ergenin yaptığı daha çok beklentilere uyum sağlamaktır. Bu kimlik statüsüne sahip kişiler genelde onaylanma ihtiyacında olabilirler ve davranışlarını çevrelerinin beklentilerine göre düzenleyebilirler. Bilişsel esneklikleri az olmakla birlikte yeni deneyimlere kapalı kişiler olma eğilimleri yüksektir.

Bunlardan bir diğeri başarılı kimlik statüsüdür. Başarılı kimlik statüsüne ulaşmış ergenler genelde farklı rol alternatiflerini irdelemiş ve bunların arasından kendileri için tutarlı bir rol ve değer sistemi benimsemişlerdir. Hayattaki amaçları ve hedefleri genelde açıktır. Araştırıldığında başarılı kimlik statüsünde olan gençlerin yüksek derecede özerk oldukları, karar alırlarken başkalarının fikirlerine daha az bağımlılık sergiledikleri ve stres altında çözüm üretirken en yaratıcı ve esnek çözümleri üretebildikleri bulunmuştur.

Erikson’ın tanımladığı üçüncü kimlik statüsü askıya alınmış kimlik statüsüdür. Bu statüdeki kişiler henüz seçeneklerini irdeleme ve farklı rolleri keşfetme aşamasındadırlar. Çevrelerindeki düzenle ilgili birçok olguyu sorgular ve değiştirmekle ilgili hırslı olurlar. Henüz herhangi bir kimliği benimsememiş ve araştırma döneminde olduklarından bu statüdeki ergenlerin diğer statüdeki akranlarına göre daha kaygılı, şüpheci oldukları ve yakın ilişkilerinde bağlanmaktan kaçındıkları bulunmuştur.

Erikson’ın tanımladığı sonuncu kimlik statüsü dağınık kimlik statüsüdür. Daha çok erken ergenlik döneminde karşımıza çıkan bu statü (ya da aşama) askıya alınmış kimlik statüsünde olduğu gibi henüz çeşitli değerlere karşı bir bağlılıkta bulunmamış ergenleri içerir. Dağınık kimliğin askıya alınmış kimlikten farkı ise bu kişilerin askıya alınmış kimliklerin aksine bir keşif de gerçekleştirmiyor olmasıdır. Yani, bir bağlılık olmadığı gibi sistematik bir bağılık arayışı da olmadığını söylemek mümkündür. Kendi değer sistemleri henüz oluşmadığından dışarıdan gelen etkilere açık olan bu kişilerde, dağınık kimlik statüsünün sürmesi durumunda bu durum psikopatolojiye yol açabileceği gibi ergenlerin bu belirsizlikle baş etmek için madde kullanmaya itilebilmesi de söz konusudur.

3) Ergenlik ve Ebeveynlik (şişli psikolog)

Ergenlik dönemi birçoğumuza göre akran ilişkilerinin ergenin gözünde daha ön plana çıktığı ve aile ilişkilerinin daha geriye atıldığı bir dönem. Buna göre, ergenler ailelerinden çok akranlarıyla sosyalleşmek istiyor, kendilerine örnek olarak çocukluktan farklı olarak anne-babayı değil arkadaşlarını almayı ve akranlarının norm sistemlerini kabullenmeye başlıyorlar.

Her ne kadar bu düşüncelerde doğruluk payı bulunsa da ve ergenlerin gözünde akran ilişkilerinin önemi artsa da, düşünüldüğü gibi ailenin çocuğun gelişmesi ve sosyalleşmesi üzerindeki etkisi azalmayıp önemini korumaya devam ediyor. Hatta akran ilişkilerinin kalitesini ve yapısını belirleyen yine ebeveynlerle olan ilişki oluyor. Eğer aile ergene karşı duyarlı, şefkatli ve ihtiyaçlarına cevap veren bir noktada duruyorsa ergenin de arkadaşlık ilişkilerinde empati, kendini açma ve duygusal destek ögeleri ön plana çıkıyor.

Ek olarak, çocuklarına karşı daha şefkatli olan ve çocuklarının hareketlerini daha pozitif bir ışıkta değerlendiren ebeveynlerin çocukları ebeveynlerin bu tutumunu içselleştirip daha pozitif benlik algıları geliştiriyorlar. Öz-güvenleri ve pozitif benlik algıları yüksek ergenlerin de sosyal ilişkilerde başarılı olabileceklerine dair inancı daha yüksek olduğundan, öz-güvensiz ve içe kapanık akranlarından daha başarılı arkadaşlık ilişkileri yürütme eğiliminde oluyorlar. Ergenler ebeveynlerinin fazla müdahaleci ve katı olduğunu hissettiğinde akranlarıyla daha fazla zaman geçirmeye itilebiliyor. Fakat ailenin kanatları altından kaçma çabası olarak tanımlanabilecek bu sosyalleşmeler genellikle ergenin akran ilişkilerinin iyiye gittiğinin habercisi olmamakla birlikte, akranlarıyla gereğinden fazla zaman geçiren ergenlerin uyum sorunları yaşadığı görülüyor. Yani ailenin istilacılığından kurtulmak için arkadaş grubuna sığınan ergenin, akranlarıyla daha az ama daha kaliteli zaman geçiren ergenlere kıyasla daha fazla risk grubunda olduğunu söylemek mümkün.

Ergenlik döneminde ergen-ebeveyn iletişim örüntülerinden en önemlilerinden biri ebeveynlerin çocuklarının günlerinin nasıl geçtiğiyle ve neler yaptıklarıyla ilgili olan kısımdır. İlginç bir şekilde ebeveynin yalnızca ergenin nerede, kiminle ve ne yapıyor olduğuyla ilgili bilgileri bilmesi bile ergenlikteki risk davranışlarını ciddi oranda azaltmaktadır. Ailelerin ergen çocuklarının kiminle ne yaptığından haberdar olma durumu ergenlerde ilk cinsel ilişkiye girme yaşını arttırırken, cinsel anlamda risk alma, planlanmayan hamilelik ve zührevi hastalık kapma ihtimalini düşürüyor. Benzer istatistikler şiddet davranışları ve madde kullanımı için de geçerli. Yani ergenin ebeveynin süpervizyonu altında olması ve ergenin davranışlarını yakından takip ediyor olması uyum bozukluklarının önünde koruyucu bir faktör olarak karşımıza çıkar.

4) Farklı Ebeveynlik Tutumları (mecidiyeköy psikolog)

Literatürde ebeveynlik tutumları genellikle şefkat ve talepkarlık olarak iki boyutta incelerler. Bu boyutların derecelerine ayrılmaları karşımıza dört tane ebeveynlik tutumu çıkartır:

  • Demokratik ebeveynler hem şefkat boyutunda hem de talepkarlık boyutunda yüksektir. Çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundururlar ve ergen yanlış bir davranışta bulunduğunda sevgilerini çekmezler. Duygusal destek fazladır ve ebeveyn genel olarak “anlayışlı” olarak tabir edilebilir. Yine de demokratik ebeveynlerin bütün davranışlara tahammül edeceği anlamına gelmez. Ergene çizdikleri sınırlar konusunda nettirler ve kurallara uymamanın istikrarlı sonuçları vardır. Genellikle ergenin uymasını bekledikleri kuralları ergenle pazarlık ederek beraber oluştururlar, ya da mantığını ergene açıklarlar.
  • Otoriter ebeveynlik stiline sahip ebeveynler şefkat boyutunda düşük olup talepkarlık boyutunda yüksektirler. Ergenlere net kurallar koyarlar fakat genellikle bu kurallar ergen tarafından uyulması zor olmakla birlikte genellikle ergenin pek de bir söz hakkı yoktur. Aile davranış beklentilerinin rasyonelini ergene açıklama gereği görmez ve kabul edilebilir davranışlar açısından çok sınırlayıcıdır. Bu denli yüksek beklentiler olmasına rağmen genelde ergenin ihtiyaçlarını karşı duyarlı ve duygusal gereksinimlerine karşı şefkatli yaklaşmaz.
  • İzin verici ebeveynler duyarlılık ve şefkat konusunda verici bir tutum sergilerler fakat talepkar değillerdir. Yani çocuklarına duygusal destek olmakla birlikte bu stili fazla izin verici olarak tabir etmek mümkün. Ergene genelde uygun davranış kuralları ve beklentileriyle ilgili bir sorumluluk yüklenmez, sınır çizilmez. Ergenin davranışları ebeveynin izlemesi altında değildir ve ergen yanlış bir şey yaptığında bunun sonucuyla yüzleştirilmez.
  • İhmal edici ebeveynler hem şefkat ve duyarlılık hem de talepkarlık boyutunda düşüktürler. Ebeveyn ergene kural koyup bunların istikrarlı bir şekilde uygulanmasını beklemediği gibi duygusal olarak uzak ve soğuktur.

5) Ebeveynlik Tutumları ve Ergenlikte Kimlik Gelişimi (online psikolog)

Ergenlikte ebeveynlerin benimsediği farklı tutumlar kimlik gelişimini dolaylı ya da doğrudan bir şekilde etkileyebilir. Genelde ebeveynlerin istikrarlı olarak uyguladığı bir stil olsa da ebeveynler hayatın farklı alanlarında farklı stiller benimseyebiliyorlar. Mesela arkadaş ilişkileri ile ilgili demokratik bir tavır sergileyen ebeveyn eve giriş çıkış saatleriyle ilgili otoriter bir tutum gösteriyor olabilir. Yine de genel hatlarıyla incelendiğinde literatürdeki genel fikir birliği demokratik ebeveynliğin ergenlerin başarılı kimlik statüsüne ulaşmasında en büyük katkı sağlayan tutum olduğu yönünde.

Demokratik ebeveynler ergen çocuklarına karşı destekleyici ve kabul edici olduklarından ergenler hata yaptıklarında ebeveynlerinin sevgilerini onlardan çekmeyeceğinin bilincindedir ve daha özgür bir keşif sürecine girebilirler. Ayrıca ebeveynlerin net davranış sınırları çiziyor olması ergenlere bir güvenlik duygusu aşılar ve keşif sürecini ekstrem kaygılara kapılmadan geçirebilirler. Bunun yanında ergenin istikrarlı bir şekilde yaptıklarının sonucuyla yüzleşiyor olması ona bir sorumluluk duygusu yükler ve kimlik arayışının sonucunda belirli bir role bağlanmak konusunda öz-güvenli hisseder.

Otoriter ebeveynler koydukları kurallar konusunda fazlasıyla sıkı ve cezalandırıcı olduklarından kimlik gelişimi için çok önemli olan keşfe ve farklı roller denemeye alan açmayabilirler. Ergen ailesinin beklentilerini karşılamadığı takdirde sevgilerini kaybedeceğine inandığından yeterli araştırma yapmadan ailesinin onayını alacağını bildiği standartları özümseyebilir yani ipotekli kimlik statüsüne geçebilir. Bu da ileride bilişsel olarak az esnek, kendi kararlarındansa başkalarının kararlarını göz önünde bulunduran ve kurallara gözü kapalı uyan bir kimlik yapısıyla sonuçlanabilir. Benzer şekilde otoriter ebeveynlerin fazla kuralcılığı ve tabiri caizse istilacılığı ergenin reaktif ve aile değerlerine tam ters bir kimlik geliştirmesine sebep olabilir. Fakat muhtemelen bu kimliğe de yeterince keşif sonucunda ulaşılmamıştır ve benzer şekilde kişiyi ipotekli kimlik statüsüne götürebilir. Otoriter ailelerin ergen çocukları gerektiğince keşifte bulunamadıkları için dağınık kimlik statüsünde de olabilir, yani ergen ne bir kimliğe bağlanmıştır ne de bir arayış içerisindedir.

Son olarak izin verici ebeveynler duygusal olarak destekleyici ve kabul edici olduklarından ergen çocukları farklı roller denemek konusunda tereddüt yaşamayabilirler. Fakat izin verici ebeveynler ergen çocuklarına net sınırlar ve kurallar koymakta zorlandıklarından ergenler hangi davranışın kabul edilebilir ve hangisinin uygunsuz olduğu konusunda çelişki yaşayabilirler. Kendilerinin herhangi bir noktada ne beklendiğinin onlar tarafından bilinmez olması zaten kaygılı bir dönem olan askıya alınmış kimlik statüsünün ergen tarafından daha da kaygılı yaşanmasına sebep olabilir. Ebeveynlerin net davranış standartları konusunda ergen çocuklarıyla iletişim kurmaları bu dönemin kendi öz düzenlemesi konusunda zorlanan ergen için daha kolay idare edilebilmesi için önemli olabilir.

Online ve Yüz Yüze Uzman Klinik Psikolog Kadromuz için Tıklayın

Ücretsiz/Uygun Psikoterapi için Tıklayın

Ücretsiz Terapi için Tıklayın

Beril Ertik

Kaynaklar:

Arslan, E. (2008). Rikson’un psikososyal gelişim dönemleri ölçeğinin türkçe’ye uyarlama, güvenirlik ve geçerlik çalişmasi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (19), 53-60.

Embalsado, J. V. M. (2021). Emerging Adulthood: Identity status and Parenting Styles. Journal of Educational, Health & Community Psychology (JEHCP)10(4).

Romano, J. J. (2004). Dimensions of parenting and identity development in late adolescence(Doctoral dissertation, Virginia Tech).

Deković, M., & Meeus, W. (1997). Peer relations in adolescence: Effects of parenting and adolescents' self-concept. Journal of adolescence20(2), 163-176.

DeVore, E. R., & Ginsburg, K. R. (2005). The protective effects of good parenting on adolescents. Current opinion in pediatrics17(4), 460-465.

Kopko, K. (2007). Parenting styles and adolescents. Ithaca, NY: Cornell University.

Alt Başlıklar


Alt başlık bulunamadı.

Yorum Yap

Yorumunuz değerlendirmeye alındı.

Yorumlar

Hem Online Terapi Hem Yüz Yüze Terapi Seçenekleri

Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin

herohero
heroheroheroherohero
50bin +

kullanıcı Psikohelp'e güveniyor

Yardım

Canlı Destek

Bize Ulaşın

0 (212) 216 23 67

Online Psikolog-Online Terapi Uygulaması Psikohelp İndirin

herohero

© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır

0 (212) 216 23 67

Sorularınız mı var? Bizimle Konuşun
Yardımcılarımızdan birini seçerek devam edin
Canlı Destek 1
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 2
Canlı Destek
Aktif
Canlı Destek 3
Canlı Destek
Aktif