Sanal Ortamda Edinilen Gerçek (?) Dostluklar

İnternet evlerimize girdiğinden ve diğer insanlarla online olarak etkileşime girme şansını elde ettiğimizden beri sanal dostluklar kuruyoruz. Doğrudan arkadaşlık kurmaya yönelik bazı platformlar olduğu gibi sosyal medya ve hatta çevrimiçi oyunlar vasıtasıyla bile dünyanın her yerinden insanlarla tanışıp muhabbet edebiliyoruz. Normal hayatta arkadaşlarımıza açamadığımız yüzümüzü bu “sanal” arkadaşlara açabiliyor, sırlarımızı paylaşabiliyor, dertlerimizi anlatabiliyoruz. Arkadaşlığın temeli olan karşılıklı alıp verme, kendini açma döngüsü bu arkadaşlıkların da temeli oluyor. İnsanlar sanal dostluklar kurarken altında yatan motivasyonlar kişiden kişiye farklılaşabiliyor. Yalnızlık yaşayan kimileri bir temas amacıyla, kimi macera yaşamak için, kimi ise spontane şekilde bu arkadaşlıkları kuruyor. Hatta arkadaşlıklar bir adım ileri gidip, sanal aşk ilişkilerine bile dönüşebiliyor. İnsanlar sahiden de bu sanal ilişkilerin içerisinde gerçek duygular hissediyorlar. Heyecanlanıyor, merak ediyor, hoşlanıyor ve o kişiyle birlikte üzülebiliyorlar. Elbette paylaşım yapmak, içimizi dökmek, biriyle iletişim kurmak psikolojik iyi oluşumuzu arttırıyor, kaygılarımızı azaltabiliyor.  Yani bir yandan derin bir ilişki kurulurken bir yandan da iletişimin sürekliliği aslında bir pamuk ipliğine bağlı gibi oluyor. Çünkü sanal bir dostu çıkarmak gerçek hayatta olduğundan daha kolay oluyor. Bir tuş ya da internet kesintisiyle iletişim tamamen kesilebiliyor.

Sanal dostlukların olumsuz taraflarından biri, bu ilişkilerin fazlalığıyla orantılı olarak kişileri gerçek sosyal ortamlardan uzak tutmasıdır. Uzaktaki sanal dostlarla bir kahve içmek, beraber gezmek pek mümkün değildir.  Aynı durum sanal aşklar için de geçerlidir. Sanal aşkımızla el ele tutuşup yürüyemez, yüzünde oluşan ifadeleri canlı olarak izleyemeyiz. Sanal ortamdaki kişilerle ilişkilerimizin bir kısmını gerçek hayatlarımıza da taşıyor, bir kısmını ise yalnızca mesajlaşma düzeyinde tutuyoruz. Yüz yüze gelişlerin ise bazıları yolunda giderken bazıları fiyaskoyla sonuçlanabiliyor. Zira internet üzerinden iletişim kurarken bir başkasını kandırmak, anonim kalmak, kendini farklı şekilde lanse etmek daha kolay olabiliyor. Ancak yine de karşılıklı güven ilişkisinin kurulduğu ve uzun süren sanal dostlukların sayısını azımsayamayız. Fakat bu ilişkileri çoğunlukla bilgisayar ya da telefon başında, evlerimizden sürdürürüz. Oysa dışarıda akan ve ihtiyaç duyduğumuz bir dünya vardır. Bu nedenle, sanal arkadaşlıklar hayatlarımızın bu kadar ayrılmaz bir parçasını oluşturmuşken yapılabilecek şeylerden en iyisi arkadaşlığı gerçek dünyaya taşımaktır. Kurulan ilişki ne kadar derin, hissedilenler ne kadar yoğun olursa olsun bir insanın mimiklerini, yürüyüşünü, nasıl oturup kalktığını görmek başka bir şeydir. Kişilerin bedenleri ve hal ve hareketleri de o kişiler hakkında çok şey söyler. Dolayısıyla internette yansıttığımız kişiliklerimiz zaman zaman bir yanılsamadan ibarettir. Biriyle fiziksel olarak etkileşime girmek, sarılmak, tokalaşmak, gülerken koluna dokunmak ilişkileri de kuvvetlendirir.  Sanal olarak dostluklar elbette kurulabilir. Ancak bu dostlukları fiziksel bir gerçeklikte yaşayabilmek çok daha doyurucu olacaktır.

Nehire Seray Öztürk

Sanal Ortamda Edinilen Gerçek (?) Dostluklar,online yüz yüze,arkadaş,uzak,internet,

istanbul psikolog,şişli psikolog,beşiktaş psikolog,online terapi,online psikolog,en iyi psikolog,psikolog ücretleri,ücretsiz psikolog,istanbul tavsiye psikolog,psikolog randevu,psikolojik destek,psikolojik danışmanlık,psikoloji,psikoterapi,psikolog,ünlü psikologlar,başarılı psikologlar,online psikolog tavsiye,erkek psikolog,kadın psikolog,psikolog istanbul,psikolojik rahatsızlıklar,psikolojik ilk yardım,psikolojik test