Çok Mu Fedakarız?

Depresyona Düşündüğümüz Kadar Kolay mı Giriyoruz

Depresyona Düşündüğümüz Kadar Kolay mı Giriyoruz

‘Depresyona girdim’, ‘depresyonda mıyım acaba’ gibi cümlelerin günümüzde oldukça sık kullanıldığını fark etmişsinizdir belki. Peki ya depresyona düşündüğümüz kadar kolay mı giriyoruz? Canımızı sıkan, bizi bunaltan, üzen bir olay sonrasında bu cümleleri bilinçsiz olarak hatta belki otomatik bir şekilde söylüyoruz kendimize ve başkalarına. Örneğin partnerimizle ayrıldığımızda ya da sorunlar yaşadığımızda, iş ile ilgili sıkıntılar yaşadığımızda ya da hayatımızda değer verdiğimiz her ne varsa yolunda gitmediğinde kendimizi mutsuz, umutsuz, keyifsiz hatta belki canımız hiçbir şey yapmak istemiyorken bulabiliyoruz. Sizce hissettiğimiz bu mutsuzluk, umutsuzluk, keyifsizlik gibi duyguları yaşadığımız problemler nedeniyle hissetmemiz bizde bir problem olduğunu mu gösterir? Yaşadığımız olumsuz şeyler nedeniyle böyle duygular hissetmek yanlış mıdır?

Yaşadığımız olumsuz deneyimler sonucu zaman zaman kendimizi umutsuz, mutsuz, değersiz, keyifsiz hissetmemiz oldukça normal. Herkesin hayatında yaşadığı olumsuz bazı deneyimler ve duygular vardır. Hiç kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü gibi kusursuz olamaz. Buna ek olarak; her insan olaylara aynı şekilde bakmayabilir, aynı şekilde etkilenmeyebilir ve aynı şekilde değer vermiyor da olabilir. Yaşanan olaylar kişilerin yüklediği anlam ve değer ile yer bulur hayatlarında. Bu sebeple herkes aynı biçimde etkilenmeyebilir olumsuz deneyimlerden. Kişi bir olaya çok anlam yüklediği için ardından yaşadığı olumsuz deneyimle yıkılabilir. Fakat diğer bir kişi aynı olaya daha az anlam yüklemiştir ve bu kadar etkilenmeyebilir. Özetle; her bu duyguları hissettiğimizde depresyona girdiğimizi söyleyemeyiz. Peki verdiğimiz tepkiler, hissettiğimiz bu duygular hangi noktada patoloji olarak karşımıza çıkar?

Her şeyde olduğu gibi burada da hissettiğimiz duyguların aşırı uçlara kaçması, yaşadığımız duyguların süresi ve hayatımızdaki işlevselliğimizi etkileyip etkilemediği dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardandır.

Bir patoloji olarak depresyondan bahsetmek gerekirse, depresyon hem ülkemizde hem dünyada çok önemli bir sağlık sorunudur, yaygınlığı oldukça fazladır ve halk sağlığını en çok tehdit eden sorunların başında gelmektedir. Depresyon ’un Latince kökü “depresus” dur; aşağı doğru bastırmak, çekmek, bitkin, gamlı, kederli olmak anlamına gelir. Tıbbi terminolojide de “çökkünlük” olarak ifade edilir. Tanı kriterlerine kabaca baktığımızda; çökkün duygu durum, normal etkinliklere karşı belirgin bir biçimde azalmış ilgi, zevk alamama, iştah kaybı veya artması, insomnia (uyku azalması- uykusuzluk) veya hipersomnia (çok uyuma) , psikomotor retardasyon veya ajitasyon, yorgunluk, bitkinlik, enerji kaybı, değersizlik veya aşırı ya da uygunsuz suçluluk duyguları, düşünme/konsantre olma yeteneğinde azalma veya Depresyona Düşündüğümüz Kadar Kolay mı Giriyoruzkararsızlık, tekrarlayan ölüm düşünceleri, intihar girişimi ya da planları yapmak gibi belirtilerin en az 5’inin 2 hafta süre ile mevcut olması gerekir. Buna ek olarak, kişinin işlevselliğinin bozulmuş olması gerekmektedir. Örneğin kişi normalde sabah 9 akşam 6 mesai saatleri olan bir işte çalışıyor. Fakat kişi eğer depresyona girdiyse işlevselliği git gide bozulduğu için kişi yataktan kalkıp işe gidemiyor, enerjiyi kendinde bulamıyor ve eskiden keyif aldığı aktivitelerini gerçekleştirmiyor olacaktır. Kendimizde böyle belirtiler hissettiğimizde bunu fark etmeli ve bir psikoloğa danışmalıyız. Çünkü depresyon kendi kendine düzelebilen bir patoloji değildir ve tedavi edilmediği taktirde şiddeti artabilir hatta kronikleşebilir.

Tüm bu bilgilerden yola çıkarak, yaşadığımız her olumsuz ve üzücü deneyim bizi depresyona sürüklemez diyebiliriz. Aksine yaşamamız gereken, sağlıklı olan bir üzüntü, mutsuzluk süreci de vardır zaten. Yaşadığımız olaylara yüklediğimiz anlam ve değerler bu noktada oldukça önemlidir. Yaşamamız gereken üzüntüyü sağlıklı bir biçimde atlatamadığımız zaman bir patolojiden bahsedebiliriz. Bu noktada yukarıda kabaca belirttiğimiz belirtilere bakılarak, bir uzmandan yardım almak alınacak önemli bir önlem olacaktır.

Psk. Begüm EKİNCİ

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Yorumlar