OKB-Obsesif Kompulsif Bozukluk Tanımı ve Tarihçesi
Psikohelp
Paylaş
OKB-Obsesif Kompulsif Bozukluk bireylerde obsesyon olarak adlandırılan devamlı olarak tekrar eden takıntılar, dürtüler ve düşünceler ile kompulsiyon şeklinde nitelendirilen bu düşünce ve dürtüleri rahatlatmak amacıyla sürekli yineleyen davranışlarda bulunan psikiyatrik bir rahatsızlık türüdür. Bu rahatsızlığa sahip kişiler kontrol edemedikleri dürtüleri, fikirleri ve korkuları saplantılı olarak yaşar. Daha sonra bu düşünce sistemlerinin ürettiği gerginlik ve kaygı hissi ile saplantılar kompulsiyonlara yani davranışlara ve ritüellere dönüşür. Söz konusu olan durumdan çoğunlukla hem kişinin kendisi hem de sahip olduğu çevresi son derece rahatsızlık duyar.
DSM 5’e (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Kılavuzu) göre OKB tanısı alabilmek için bireyin yineleyici, kontrol edilemeyen, istem dışı düşünce ve dürtülere yani obsesyonlara sahip olması ve sıkıntısını minimalize etmek için kendisini zorunlu hissettiği devamlı tekrar eden davranışlara ya da zihinsel düşüncelere yani kompulsiyonlara sahip olması gerekmektedir.
Obsesyon ve kompulsiyonların birçok türü mevcuttur. Bunlardan birkaçı şunlardır:
OKB’nin kalıtımsal etkisi %30 ile %50 arasında değişmektedir. Bu durumda OKB için hiçte azımsanmayacak derecede orta düzey ve üzeri genetik bir etkiden söz edilebilir. Bunun yanında OKB’nin gelişmesinde rol oynayan geçmiş yaşantılar ve çevresel faktörler de önem arz etmektedir.
Bu faktörlerden bazısı şunları içerir:
Obsesyonların ve kompulsiyonların kökeni insanlık tarihine kadar eskiye gitmektedir. Bu alışkanlıkları eski zamandan bu yana çeşitli dinsel törenler, ritüeller ve ayinler şeklinde görmek mümkündür. OKB, tarihte birden çok farklı şekilde dile getirilmiştir.
Bu isimlerden birkaçı şu şekildedir:
Freud obsesyonel nevroz üzerinde oldukça fazla durmuş ve konuyla ilgili toplamda 14 eser yazmıştır. Freud’un OKB’ye ilişkin genel tanımı şudur: Kişi kendini ilgilendirmeyen düşünceler ve kendisine yabancı hissettiği dürtülerle doludur. Birey bu obsesyonlara karşı koyamadığı için kendini eyleme geçmek zorunda hisseder. Bu tür düşünceler onu bitkin düşürene kadar oyalar ve kaygısının artmasına sebep olur. Freud bu durumu yaşamın ilk yıllarında çocuğun anne ve baba ile ilişkisindeki çatışmadan kaynaklandığını öne sürmüştür.
Obsesyon ve kompulsiyonlara yönelik birçok kuramsal bakış açısı mevcuttur. Bu rahatsızlığı ele alırken bütün kuramların hemfikir olduğu ana nokta ise “kontrol gereksinimi” olduğu şeklindedir.
Psikolog Elifnur YEŞİLTAŞ
KAYNAKÇA
Karslıoğlu, E. H., & Yüksel, N. (2007). Obsesif kompulsif bozukluğun nörobiyolojisi. Klinik Psikiyatri, 10(3), 3-13.
Konkan, R., ŞENORMANCI, Ö., Güçlü, O., Aydin, E., & Sungur, M. Z. (2012). Obsesif kompulsif bozukluk ve obsesif inançlar. Anatolian Journal of Psychiatry/Anadolu Psikiyatri Dergisi, 13(2).
Kring, A., Johnson, S., Davison, G., Neale, J. (2019). Anormal Psikoloji (12. Baskı). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık
Sayar, K., Uğurad, I. K., & Acar, B. (1999). Obsesif kompulsif bozuklukta fenomenoloji. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 9(3), 142-147.
Toptaş, B. (2019). Kuramsal Çerçeveden OKB. Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi, 2(3), 94-109.
Alt Başlıklar
Alt başlık bulunamadı.
Psikohelp Uygulamasını İndirin
kullanıcı Psikohelp'e güveniyor
Psikohelp Uygulamasını İndirin
© 2024 Psikohelp Tüm Hakları Saklıdır
0 (212) 216 23 67