Depresyonun Belirtileri ve Nedenleri

Depresyon genellikle sevgi nesnesinin kaybından sonra sevgi nesnesinin reddi, hayal kırıklığı, kızgınlık, düşmanca tavırları ve saldırgan itkileri kendine yöneltmesiyle ortaya çıkar. Depresif duruma yatkın olan bireylerin süperegoları daha baskılayıcı oluyor. Süperego baskın olduğu durumlarda kaybedilen nesneden dolayı bireyde ortaya çıkan öfke, aşağılama, suçluluk gibi düşmanca duygular ve saldırgan itkiler nesneden egoya yönelir, yani kişinin kendisine yönelir. Kendisine yönelttiği düşmanca tavırlardan sonra kişinin benlik saygısı düşer. Düşük benlik saygısına sahip olan bireyin suçluluk duygusu giderek artmaktadır.

Depresyonun Belirtileri ve Nedenleri -istanbul psikolog,online psikolog

Depresyon kişide haftalarca ya da aylarca süren ilgisizlik, hayattan zevk alamama, yoğun umutsuzluk ve çöküntü durumudur. Depresyon literatürde majör depresif bozukluk olarak yer almaktadır. Majör depresif bozukluk genellikle iki hafta ya da daha uzun sürdüğü, kişinin işlevselliğinin bozulduğu ve yaşamsal aktivitelerin azaldığı bir dönemdir. Kişi bu dönemde daha çok olumsuz duygu ve düşünce yapılarına sahip olur. Majör depresyon bir duygu durum bozukluğudur. Majör depresif bozukluk dünyada sık görülen bir rahatsızlıktır. Her iki cinsiyette görülen majör depresyon en çok kadınlarda ve orta yaşlı kişilerde görülür. Majör depresyonun belirtileri ise şu şekildedir; şişli psikolog

Majör Depresif Bozukluk Belirtileri

  • Yoğun bir çöküntü durumu
  • Stresin arttığı ve toleransın azaldığı, en küçük şeyde öfkelenmek
  • Sıkıntı hissinin ve kaygının artması
  • Yapılan hiçbir şeyden keyif alamamak
  • Aktivitelere ve normalde yaptığı şeylere karşı ilgi azlığı
  •  Olumsuz düşüncelere sahip olmak
  • Değersiz ve suçluluk hissetme
  • Sürekli mutsuzluk, üzüntü ve ağlama isteği olur
  • Düşük benlik saygısına sahip olmak
  • Daha karamsar ve umutsuz olma
  • Uykusuzluk, uyku güçlüğü ve uykuda düzensizlik
  • Düşünce akışında yavaşlama
  • Konsantrasyonda ve karar vermekte sıkıntı yaşamak
  • İntihar düşünceleri ve girişimleri
  • Fiziksel rahatsızlıkların ( baş, bel, bacak ve kol ağrıları ) görülmesi
  • Sürekli yorgun hissetmek, enerji azlığı, hiçbir şey yapmak istememek
  • İştahta değişiklikler, iştah artışı ve iştah azlığı

Majör depresif bozukluğu olabilmesi için bu belirtilerin en az iki hafta ve daha uzun süre görülmesi gerekiyor.

 Majör Depresif Bozukluk Nedenleri

Biyolojik etkenler: Depresyonun oluşmasında, noroadrenalin, serotonin, dopamin, glutamerjik gibi beyindeki norotransmitterlerin işlevsel bozukluğundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Beyin işlevlerinde ortaya çıkan bu değişiklikler depresyonun oluşumunda rol oynar. Ayrıca yapılan araştırmalar sonucunda depresyon sırasında prefrontal korteks, orbitofrontal korteks, anterior singulat korteks, hipokampus, talamus ve amigdala gibi birçok bölgede hücre yoğunluğu ve hacim değişikliği görülmüştür. Depresyon sırasında beynin bu bölgelerinde meydana gelen değişiklikler yinelenen depresyonda kişiyi depresyona daha yatkın hale getirdiği düşünülmektedir. Noroendokrin mekanizmalarından adrenal, tiroid ve büyüme hormonu eksenleri de depresyonda rol oynarlar. beşiktaş psikolog

Genetik etkenler: Majör depresyonunu ortaya çıkmasında bir diğer etken kalıtımdır. İkiz çalışmalarında depresyonda genetik geçişin olduğu belirtilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda psikososyal etkenlerden sonra ortaya çıkan depresyonun belli bir süre sonra psikososyal etkenlerin olmadan da ortaya çıktığı gözlenmiştir. Majör depresif bozukluğu olan birisinin birinci dereceden akrabasında depresyon görülme riski diğer insanlara oranla üç kat artar. Ayrıca ebeveynlerin her ikisinde de majör depresyon varsa bu oranlar daha da artmaktadır. Ebeveynlerden birisinde depresyon diğerinde başka bir rahatsızlık varsa da bu oran değişmez. psikolog istanbul

Psikolojik Kuramlar

Psikodinamik kuram: Bu yaklaşıma göre depresyon sevilen nesnenin kaybı sonucunda gelişir. Depresyon genellikle sevgi nesnesinin kaybından sonra sevgi nesnesinin reddi, hayal kırıklığı, kızgınlık, düşmanca tavırları ve saldırgan itkileri kendine yöneltmesiyle ortaya çıkar. Depresif duruma yatkın olan bireylerin süperegoları daha baskılayıcı oluyor. Süperego baskın olduğu durumlarda kaybedilen nesneden dolayı bireyde ortaya çıkan öfke, aşağılama, suçluluk gibi düşmanca duygular ve saldırgan itkiler nesneden egoya yönelir, yani kişinin kendisine yönelir. Kendisine yönelttiği düşmanca tavırlardan sonra kişinin benlik saygısı düşer. Düşük benlik saygısına sahip olan bireyin suçluluk duygusu giderek artmaktadır. istanbul psikolog tavsiye

Kişilerarası ilişkiler kuramı: Bu kurama göre depresyonun ortaya çıkmasında psikososyal etkenler ve kişilerarası ilişkiler rol oynar. Depresyonla kişilerarası ilişkiler birbirine bağlantılıdırlar. Kişilerarası ilişkilerin iyi olması depresyon riskinin azaltmaktadır. Güvenilir bir iletişim ortamında bulunmak kişiyi depresyondan uzaklaştırır. Ancak sevilen birinin kaybı, güvenilir bir ortama sahip olmamak, ayrılık veya boşanma depresyon riskinin arttırmaktadır. Kişilerarası ilişkiler nasıl depresyonun ortaya çıkmasını etkiliyorsa, depresyonda kişilerarası ilişkileri etkiliyor. online terapi

Bilişsel davranışçı kuram: Bu modele göre çocukluk yaşantılarından dolayı sahip olduğumuz inançlar vardır. Bu temel inançlara şema denir. Otomatik düşünceler, kişinin zihninde olay esnasında farkında olamadan geçen düşüncelerdir. Olumsuz otomatik düşünce ise sahip olduğumuz yanlış inançlardan dolayı ortaya çıkar. Yaşanan bazı olaylar sonucunda çocukluktan deneyimlediğimiz bazı şemaların aktif olmasıyla kişide olumsuz otomatik düşünceler devreye girer. Bu düşünceler kişide öfke, üzüntü, kırgınlık, suçluluk ve kaygı gibi hoş olmayan duygular meydana getirir. Bilişsel davranışçı kurama göre depresyonun temelini olumsuz otomatik düşünceler alır. Bilişsel üçlü ise kişinin kendisi, çevresi ve gelecekle ilgili düşünceleri içerir. İlk parça kişinin kendisiyle ilgili olumsuz düşünceleridir. Diğer parça ise kişinin çevreyle ilgili olumsuz algılamaları ve son parça ise kişinin gelecekle ilgili düşüncelerinin olumsuz olmasıdır. Bilişsel davranışçı terapiye göre kişinin düşünce yapısı bu bilişsel üçlü tarafından yönlendiriliyor. Ondan sonra işlevsiz olumsuz otomatik düşüncelerle karşılaşılıyor. Bu bilişlerin kişinin ruh hali üzerinde çok etkisi oluyor. Kişideki depresyon arttıkça olumsuz otomatik düşüncelerin işlevi de artmaktadır. Depresyonda görülen bu olumsuz düşünceler kişiye ait olan uyumsuz şemaları aktifleşmesiyle ortaya çıkar.

                                                                                                                                         HALİME ÇİÇEK

KAYNAKÇA

Çelik, F. H., & Hocaoğlu, Ç. (2016). Major depresif bozukluk’tanımı, etyolojisi ve epidemiyolojisi: bir gözden geçirme. Çağdaş Tıp Dergisi6(1), 51-66.

Karamustafalıoğlu, O., & Yumrukçal, H. (2011). Depresyon ve anksiyete bozuklukları. Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni45(2), 65-74.

Başoğul, C., & Buldukoğlu, K. (2015). Depresif bozukluklarda psikososyal girişimler. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar7(1), 1-15.

Binbay, Z. (2011). Major depresyonu olan hastaların birinci dereceden yakınlarında depresyon varlığının araştırılması, stresle başa çıkma yöntemleri, mizaç ve karakter özellikleri.

 ÇETİN, D. (2014). DEPRESYON OLUŞTURULMUŞ SIÇANLARDA GLUTAMAT NÖROTRANSMİTTER AKTİVİTE DEĞİŞİMLERİNİN TESPİTİ VE ΒETA LAKTAM ANTİBİYOTİKLERİNİN DEPRESYON TEDAVİSİNDEKİ MUHTEMEL ETKİLERİ (Doctoral dissertation).

Tamar, M., & Özbaran, B. (2004). Çocuk ve ergenlerde depresyon. Klinik Psikiyatri2(1), 84-92.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
Yorumlar