Duygusal Zeka
Duygusal farkındalık kişinin duygusal deneyimlerini bilinçli bir şekilde algılama becerisini ifade etmektedir. Duyguları anlama bileşeni kişinin duygularının nerelerde, hangi şekillerde ortaya çıktığını, duygularının nasıl değiştiğini ve duygularını etkileyen düşüncelerini fark edebilmesini kapsamaktadır. Duyguları yönetme bileşeni kişinin duygusal tepkilerini analiz edebilme, olumsuz veya olumlu duygularını regüle edebilmesini ve uygun bağlamlarda uygun tepkileri ortaya çıkarabilmesini ifade etmektedir.
Read articleAşka Bağımlılık
Aşk, şiirsel algılamalara yatkınlığı olan insanların yaşamak istediği renkli duygularla bezeli bir duygu olarak alınmaktadır. Aşkın masumiyeti çoğu zaman sanatta ve günlük yaşamda işlenmiştir. Bu güzel tanımlanan duygu kimi zaman bir ihtiyaç kimi zaman ise haz nesnesi olarak betimlenmektedir. Fakat aşkın kimyasal yapısında patolojik bir doğa olduğunu belki de çoğumuz bilmemekte ya da kabul etmemekteyiz.
Read articleTourette Sendromu
Tik adı verilen tekrarlayan, istek dışı hareketleri ve otomatik çıkan sesleri içeren nörolojik rahatsızlığa ‘’Tourette Sendromu’’ denir. Tourette Sendromu, daha çok genetik sebeplerden kaynaklanır ve bir sinir sistemi bozukluğudur. Tourette sendromlu kişilerin tikleri kontrol edemediği şekilde ani ve hızlı gelişir. Bunlar, sıklıkla gerçekleşen kalıplaşmış hareketler veya tekrarlayan ‘’garip’’ seslerdir. Bu tiklere örnek olarak; göz kırpma, boğaz temizleme, omuz silkme, burun çekme gibi davranışlar verilebilir. Ancak daha basit olan tikler olduğu gibi, daha koordineli hareketler veya sesler içeren karmaşık tikler de Tourette Sendromunda kendini gösterebilir.
Read articleErik Erikson: Psikososyal Gelişim Teorisi
Kişinin gelişimini sekiz evrede ele alan Erikson, kuramında doğumdan ölüme kadar bütün bir hayatı ele aldı. Bu kuramı oluştururken Freud’un psikoseksüel gelişim kuramından oldukça etkilendi ve bir anlamda Freud’un kuramına da yenilikler eklemiş oldu. Bu yeniliklerden en önemlisi de kişinin gelişiminde çevrenin etkisiydi. Bu konunun üzerinde fazlaca duran Erikson bu yüzden kuramın ismine de “Psikososyal Gelişim Kuramı” adını verdi. Kuram, çocukluk evrelerinde Freud’un kuramıyla oldukça benzer gibi gözükse de yaşamın ilerleyen kısımlarında sosyal deneyimin de önemine dikkat çekmiştir. Freud’dan bir farklı tarafı da sekiz evrenin de isimlerini cinsel ögelerden ziyade o evrede yaşanan çatışmalardan ele alınmasıdır.
Read articlePsikanaliz ve Nesne İlişkileri
Klein ise kişilerin doğuştan getirdikleri içgüdülerini tatmin etmek adına nesne ve ilişki arayışına girdiklerini ileri sürmektedir. Bu noktada vurguladığı şey, nesnenin sıradan ve herhangi bir şey olamayacağıdır; yani nesne ile kurulan ilişkinin önemi büyüktür.
Read article‘’Bebek Yoktur’’
Bebek ve bakımveren arasındaki dinamik ilişki, bebeğin benlik duygusunun gelişmesindeki en önemli yapıtaşlarındandır. Bebeğin psikolojik iyilik hali için Bakımveren kişinin tutarlı ve yeterli olması esas noktadır. Kısaca, bebeğin bir bağlam içerisine doğduğunu söyleyebiliriz. Burada dikkatimizi bakımveren ve bebek arasındaki karşılıklı bağlılığa da çekebiliriz. Hayatın ilk yıllarında kaygıları, zorlukları aşmayı bize bakımveren kişiden öğreniriz. Kaygı karşısında önce o bir bebek olarak bizi yatıştırır, sonra biz ondan aldığımız bilgiyle kendimizi yatıştırmanın yollarını geliştiririz
Read article