İntihar Psikolojisi
İntihar, psikoloji tarihinin başından beri üzerinde sıklıkla durulan ve çokça araştırılan bir konudur. İntihar girişimi ve düşüncesi kadınlarda daha sık görülen ancak gerçekleşme oranı olarak erkeklerde, kadınlara kıyasla 4 kat fazla olduğu görülmüştür. Bunun yanında intihar girişiminde genetik bir geçişin de önemi olduğu bilinmektedir. Bu sebeple kişinin aile geçmişinde intihar girişiminin olup olmadığı oldukça önem arz eder.
Read articleKarşıt Çiftler
Freud'un perspektifinden bakıldığında, mazoşizm, bireylerin içsel bir agresyonu kendilerine yönlendirdiği ve sadizmin görüngüsü olan bir durumdur. Bu durumda, kişi kendini acı çeken, eziyet gören bir konuma yerleştirir. Ancak, bu acı ve eziyet görme hali, ona haz ve doyum sağlar. Mazoşizm, zamanla bir bağımlılığa dönüşebilir.
Read articleBulimia Nervoza
Bulimia nervoza, DSM-5’ta da, tekrarlayan yeme nöbetleriyle karakterize bir bozukluk olarak tanımlanıştır. Bu nöbetler sırasında kişi, belirli bir sürede normalden fazla yiyecek tüketir ve kontrolünü kaybeder. Ardından, aşırı kilo alımını engellemek için kusma, laksatif kullanımı gibi zorlayıcı yöntemlere başvurur.
Read articleBilişsel Davranış Terapisi’nin İlk Aşamaları
Terapinin uygulanışı 1940’lardan 1950’lere Analitik ekol ile başlamıştır. Anna O. vakasında Freud ve Breuer serbest çağrışım tekniğini kullanırlar. Anna O. bu tekniği baca tabiriyle anar. Bu şekilde ruhsal bozuklukların iyileştirilebileceğine dair bir adım atılmış olur.
Read articleMunchausen Sendromu
Munchausen sendromu, bir başka adıyla Yapay Bozukluk (YB) kişilerin hasta görünmek için kasıtlı olarak fiziksel ya da psikolojik semptomlar deneyimini abarttığı ya da taklit ettiği nadir bir psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Ancak bu rahatsızlık, çocuklukta yaptığımız masumane hasta taklidinden büyük ölçüde farklılık gösterir.
Read articleTaksitle Özkıyım
Anoreksiya nervoza, sadece fiziksel semptomlarla sınırlı bir tanımlamadan öteye gitmektedir. Toplumsal ve psikolojik etmenler, bireylerin kendi beden algılarını ve dolayısıyla tutumlarını büyük ölçüde etkileyebilir. Özellikle toplumun kalıplaşmış güzellik algıları, ergenlik döneminde kimlik arayışı içinde olan, sevilmek, beğenilmek ve onay görmek isteyen kişileri olumsuz yönde etkileyebilir. Bireyler, bedenleriyle ilgili duydukları rahatsızlığı hafifletmek ve toplumun kabul gördüğü bir görünüme ulaşmak için çeşitli çabalar içine girebilirler.
Read article